İçimde Bir Göçebe Var, edebi çağırışımları olsa da, esasen bir düşünce kitabı. Duvarları sabit bir ev'de tekrar edilip duran doğru'lara kendini kilitlemeyen bir göçebe'nin peşine düştüğü soruları ve bu sorulara bulduğu kendisine ait cevaplarından oluşuyor.Temel tezi, elbette, göçebe devirlerine geri dönmek değil. Ama, göçebe ruhunun ve göçebe saflığının, tıpkı olgun bir yetişkinin içinde saf bir çocuk ruhu taşıması gibi, şehrin damarlarında dolaşması gerektiği...İçimde Bir Göçebe Var, bu saflığıyla, ilk bakışta çağrıştırdığı gibi, kendisini her şeyden soyutlamaya yöneltiyor...
Bilimi bir yorumcunun dediği gibi”Bilimi ince ince kıyıyor.”görünüyor,yazdıklarıyla,aslın da bilimi kıydığı falanyok.İroni yapıyor.Hem de çok ince.Ben göçebe olmaya takıldım.Irkım göçebe,dinim de göçebe.Pek tabii benimgenlerimde göçebe duygular olması.Sabit bir evde oturmak,bu toplumun sevmediği bir durumdur.Ev çok temizsokak pis,çünkü ev çadır.Çok güzel bir kitap.Okuyun,çok keyifli.
Beklentilerimin üzerinde bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Güzel bir düşünce kitabı. Zaten fiyatı ile mukayese edildiğinde bedava sayılır. Okuduğunuzda çok şey kazanacaksınız tavsiye ederim.
Kitap kalitesi iyi.Evet düşünce yazıları ama çok fazla aradığımı bulamadım.Elime alınca bir çırpıda okudum ama sonra düşününce bana pekte birşey katmadığına inandım.Eğer yoğun düşünce kitapları okumuş biriyseniz bu kitap size fazlasıyla hafif gelecektir diye düşünüyorum.
Sıla-i rahim, kayırmacılık, adamına göre muamele, “elinde fazla mal varsa onu muhtaca vermeden evine gitmeyene” o kadar katılıyorum ki. Fakat bilimin Araplarda olduğunda dünyanın Arapça öğrendiğini unutmayalım; bugün İngilizce öğrenmeye çalıştığımız gibi. Ben Asr-ı saadeti gelecekte değil şimdide yaşamak istiyorum. Elmanın düşüşüne, Allah’tandır deyip geçmek değil, neden düştüğünü bulan Hüseyin, Muhammed, Adem olup o bilimle barutu bulan ve onu kullanan olmak istiyorum. Ve özellikle barutu, Müslümanların üzerinde bir güç olarak kullananlardan ayırmak istiyorum. “Çok nakışlı kültürel halı” olan tarihimizi “makineleşmiş sanayilerin matbaalarıyla” okuyorum. Ve yine yitirdiğimiz değerleri yazalım ki hatırlayalım. Bunları da “modern tarihçiler kayıt etsin.” Yazdıklarınızla, yazacaklarımızla tarihi kayıt altına alacağımızdan unutmayalım ki bizde modern tarihçi sayılırız bir yerde. Tarihçileri ayırmayalım ki siz-biz olmayalım, bir olalım. Kitap, başta katıldığım yorumun hatırlanması unutulmaması açısından okunmalı. Dili o kadar anlaşılır ki, sanki yazar sizinle konuşuyor gibi.
Geçekler ilk defa acı değildi…işte bu kitap beni annemi babamı abimi eşimi arkadaşımı komşumu kısaca hepimizi anlatıyor…düşünce yazılarını en önemlisi hayatın gerçek anlamını bulmak isteyenler içinizdeki GÖÇEBEYE kulak verin ve bu kitabı mutlaka okuyun…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bilimi bir yorumcunun dediği gibi”Bilimi ince ince kıyıyor.”görünüyor,yazdıklarıyla,aslın da bilimi kıydığı falanyok.İroni yapıyor.Hem de çok ince.Ben göçebe olmaya takıldım.Irkım göçebe,dinim de göçebe.Pek tabii benimgenlerimde göçebe duygular olması.Sabit bir evde oturmak,bu toplumun sevmediği bir durumdur.Ev çok temizsokak pis,çünkü ev çadır.Çok güzel bir kitap.Okuyun,çok keyifli.
Beklentilerimin üzerinde bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Güzel bir düşünce kitabı. Zaten fiyatı ile mukayese edildiğinde bedava sayılır. Okuduğunuzda çok şey kazanacaksınız tavsiye ederim.
Kitap kalitesi iyi.Evet düşünce yazıları ama çok fazla aradığımı bulamadım.Elime alınca bir çırpıda okudum ama sonra düşününce bana pekte birşey katmadığına inandım.Eğer yoğun düşünce kitapları okumuş biriyseniz bu kitap size fazlasıyla hafif gelecektir diye düşünüyorum.
Sıla-i rahim, kayırmacılık, adamına göre muamele, “elinde fazla mal varsa onu muhtaca vermeden evine gitmeyene” o kadar katılıyorum ki. Fakat bilimin Araplarda olduğunda dünyanın Arapça öğrendiğini unutmayalım; bugün İngilizce öğrenmeye çalıştığımız gibi. Ben Asr-ı saadeti gelecekte değil şimdide yaşamak istiyorum. Elmanın düşüşüne, Allah’tandır deyip geçmek değil, neden düştüğünü bulan Hüseyin, Muhammed, Adem olup o bilimle barutu bulan ve onu kullanan olmak istiyorum. Ve özellikle barutu, Müslümanların üzerinde bir güç olarak kullananlardan ayırmak istiyorum. “Çok nakışlı kültürel halı” olan tarihimizi “makineleşmiş sanayilerin matbaalarıyla” okuyorum. Ve yine yitirdiğimiz değerleri yazalım ki hatırlayalım. Bunları da “modern tarihçiler kayıt etsin.” Yazdıklarınızla, yazacaklarımızla tarihi kayıt altına alacağımızdan unutmayalım ki bizde modern tarihçi sayılırız bir yerde. Tarihçileri ayırmayalım ki siz-biz olmayalım, bir olalım. Kitap, başta katıldığım yorumun hatırlanması unutulmaması açısından okunmalı. Dili o kadar anlaşılır ki, sanki yazar sizinle konuşuyor gibi.
Geçekler ilk defa acı değildi…işte bu kitap beni annemi babamı abimi eşimi arkadaşımı komşumu kısaca hepimizi anlatıyor…düşünce yazılarını en önemlisi hayatın gerçek anlamını bulmak isteyenler içinizdeki GÖÇEBEYE kulak verin ve bu kitabı mutlaka okuyun…