Tüm dünyada kabul edilen gerçek, insan haklarının aynı zamanda sivil haklar söylemi, kapitalizme karşı bireyin korunmasını ve yine kapitalizm içinde bireysel farklılıkların gelişimini esas alır. Haklar, bir önceki yüzyılın aksine devletler için değil, bireyler ve hatta doğrudan insanlar içindir.Günümüzdeki yeni siyasi gelişmeler, insan haklarını araçsallaştırarak ‘bağnaz milliyetçi akımlar’ dahilinde yeni devletçikler oluşturma çabasına girmişlerdir. Bu anlamda insan hakları, kendi içinde birtakım politik riskleri de barındırmakta olduğundan hakların uluslararasılık boyutu yeniden yorumlanmalıdır.Bu kitap, insan haklarını kolektif ya da grup hakları şeklinde değerlendiren görüşlere karşı çıkarak, hakların öznesini doğrudan ‘insan’ kabul eden, kültürel ve insani farklılıkları haklarla teminat altına alan ve hakları birer pratik/bireylerin somut talebi olarak gören yaklaşımla ortaya çıktı. Kitapta yer alan makaleler, hakların nasıl ve ne şekilde yerelleştiğini, ana dile nasıl içkin hale geldiğini, bireylerin ve/veya kurumların gündelik hayat dahilinde insan haklarına ilişkin yorumlarını, anlama ve anlamdırma biçimlerini kapsamaktadır.
Edibe Sözen, Adem Ayten, Murat İri tarafından hazırlanan ‘Bir Gündelik Hayat Pratiği’ altbaşlıklı ‘İnsan Hakları’, insan haklarını enine boyuna tartışıyor. Kitap, önceki yüzyıllardakinin aksine, insan haklarını grup hakları olarak değerlendiren görüşe karşı çıkıyor ve insan haklarının doğrudan bireye ait olduğunu savunuyor. Toplam dokuz makaleden oluşan kitapta, hakların yerelleşmesi, bireylerin ve kurumların insan haklarına nasıl baktıkları, nasıl anladıklarını ve yorumladıkları yer alıyor. ‘İnsan Hakları Bağlamında Dünya Kadınlar Günü’, ‘İnsan Hakları: Önkabül mü Pratik mi?’ kitaptaki makale konularından bazıları.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
içindeki makaleler güzel ve rahat okunabiliyor. Türkiye üzerinde yapılan insan hakları anketleri de kitaba yansımış.
Edibe Sözen, Adem Ayten, Murat İri tarafından hazırlanan ‘Bir Gündelik Hayat Pratiği’ altbaşlıklı ‘İnsan Hakları’, insan haklarını enine boyuna tartışıyor. Kitap, önceki yüzyıllardakinin aksine, insan haklarını grup hakları olarak değerlendiren görüşe karşı çıkıyor ve insan haklarının doğrudan bireye ait olduğunu savunuyor. Toplam dokuz makaleden oluşan kitapta, hakların yerelleşmesi, bireylerin ve kurumların insan haklarına nasıl baktıkları, nasıl anladıklarını ve yorumladıkları yer alıyor. ‘İnsan Hakları Bağlamında Dünya Kadınlar Günü’, ‘İnsan Hakları: Önkabül mü Pratik mi?’ kitaptaki makale konularından bazıları.