“Vatikan’dan başlayalım istersen. Sizin o devrin yöneticileri çok akıllı insanlardı. Bir padişahınız vardı: Sultan Abdülhamid.”Biliyorum manasında söylediklerini teyit ettim.“Batı’nın gücünü kırmak adına Vatikan Papası ile çok sıkı dostluklar kurmuştu. O devirde dostluğunun nişanesi olarak gönderdiği yüzüğü Papa XII. Leon diğer bütün parmaklarındaki yüzükleri çıkararak jestine karşılık verdi. Fakat beklentiler sadece o yüzükten ibaret değildi. Osmanlı’dan istenen Vatikan için çok önem arz eden bir sırra da sultan vakıftı.”“Sır?”“Evet, o zamandan bu zamana hâlâ Vatikan’a ulaştırılamayan o sır. Mısır’dan Şam’a oradan da İstanbul’a getirilirken ortadan kaybolan kutsal bir metin.”“Bilmiyordum ” dedim.“Bilmemeniz çok doğal. Osmanlı ajanlarıyla Alman hükümetinin gönderdiği arkeologların beraber çalıştığı bir projeydi. Hıristiyan dünyasını derinden etkileyecek bu sır Vatikan’a teslim edilebilmiş olsaydı, Gelibolu savaşına ve o devrin dünya harbine mani olunabilmesi için papanın, Osmanlı adına devreye girmesi sağlanmış olacaktı. Papa makamıyla II. Abdülhamid’in gönderdiği Vatikan’ın özel hazinesinde saklanan gizli mektupların içerisinde geçen sır.”“Peki, o sır sizin için neyi ifade ediyor ki?”“Vatikan’ın Katolik âleminde kontrol ettiği ekonomi ve sanayi gücünün farkında mısınız? Kutsal düşüncedeki bir yıkım, dünya düzeninin yeninden şekillenmesini etkileyecek derecede büyük olur.”
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Türkiye’nin Dan Brown’larından biri olarak nitelendirdiğim yazarın bu eseri, hem heyecan hem de bilgi veriyor.