Zamansız bir zamanda, minik bir ruh varmış... Bu Minik Ruh Işık olduğunu biliyormuş, evrenin bütününü oluşturan bir sürü, ama bir sürü Işık’ın bir parçasıymış. Ama Minik Ruh kendini Işık olarak deneyimlemek (yani görüp anlamak, hissetmek) istiyormuş. Ve Tanrı Minik Ruh’a, Işık’ı öğrenmek istiyorsa, Karanlık’ı da öğrenmesi gerektiğini söylemiş.Çünkü Aşağı bilinmeden Yukarı; Soğuk bilinmeden Sıcak; Yavaş bilinmeden Hızlı bilinemez. Böylelikle Minik Ruh “Gerçekten Kim Olduğunu Öğrenmenin” bunun tam zıddını da öğrenmek olduğunu anlamış. “Bu büyük bir armağandır,” demiş Tanrı, “Çünkü böyle olmasaydı, bir şeyin nasıl olduğunu öğrenemezdin.” Böylece Minik Ruh serüvene atılmış. Belki de bu serüven, hepimizin adına Dünya dediğimiz bu gezegende paylaştığımız serüvene çok benzer..
Kitap Yorumları - (0 Yorum)