Hiç Savaş Kaybetmeyen Bir Asker! Mareşal Georgi Konstantinoviç Jukov’un yaşamında, Kızıl Meydan’daki Zafer Yürüyüşü’nün en önünde halkı selamladığı o 1945 Haziran gününün yeri ayrıdır. Tspeki adında gösterişli bir beyaz Arap atının üzerindeki Jukov sağında Kremlin, tam karşısında ise St. Basil Katedrali’nin soğan kubbeleri kalacak şekilde Spassky Kapısı’ndan geçerek meydana girmişti. Sovyet silahlı kuvvetlerinin tüm bölümlerini temsil etmekte olan birlikler meydanda toplanmış onu bekliyorlardı; tüm taburların önünden geçip hepsini selamladı. Jukov, Stalin’in Başkumandan Vekili’ydi ve Rusya’nın yanı sıra Avrupa’nın tamamını da Nazi esareti altında kalmaktan kurtaran, Adolf Hitler’in Almanya’sına karşı kazanılmış büyük Sovyet zaferinin baş mimarı olarak tanınıyordu.1941 yazında Alman orduları Sovyet Rusya’yı işgal ettiğinde Kızıl Ordu’nun ilk başarılı karşı saldırısını yönetip Wehrmacht’ın geri çekilmesini sağlayan ve tüm dünyaya Hitler’in savaş makinesinin asla yenilmez olmadığını kanıtlayan Jukov’dur. Aynı yılın eylül ayında Leningrad, Almanlar tarafından kuşatıldığında, Stalin şehri muhtemel bir esaretten kurtarması için Jukov’u görevlendirdi. Bir ay sonra ise onu Moskova’ya geri çağırarak Sovyet başkentinin savunmasının başına geçirdi. Jukov, Almanların Moskova’ya doğru ilerlemesini durdurmakla kalmayıp Aralık 1941’de bir karşı saldırı başlatarak Wehrmacht’ı şehirden uzaklaştırdı ve Hitler’in Kızıl Ordu’yu bastırarak tek bir Blitzkrieg operasyonuyla Rusya’yı ele geçirme hayallerini suya düşürdü. Altı ay sonra Hitler, bu kez Bakü’deki Sovyet petrol kaynaklarını ele geçirmek için güneye doğru bir saldırı başlattığında Jukov bir kere daha ön plana çıktı ve 1942 Kasım’ında Stalingrad’daki dâhiyane karşı saldırısıyla 300.000 kişilik Alman ordusunu şehirde kapana kıstırdı. Bu göz kamaştırıcı başarısını, 1943 Temmuz’unda Kursk’ta Almanya’nın geriye kalan son panzer gücünü tükettiği çarpışmadaki müthiş zaferiyle perçinledi. 1944 yılının Haziran ayında Bagration Harekâtı’nı yönetti. Bu operasyon sayesinde Kızıl Ordu, Varşova’ya kadar ilerledi. Nisan 1945’te Jukov, Berlin’i hedef alan son Sovyet saldırısının başındadır. Alman başkenti için yapılan bu amansız savaş 80.000 Sovyet askerinin yaşamına mal olsa da; Nisan sonuna gelindiğinde Hitler ölmüştür ve Sovyet bayrağı artık bir harabeye dönüşmüş olan Reichstag’ın tepesinde dalgalanmaktadır. Ayrıca 9 Mayıs 1945 tarihinde Almanya’nın şartsız teslimiyetini Sovyetler Birliği adına resmi olarak kabul eden de Jukov olacaktır.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Bir Askerin Anıları’na karşılık yazdığı Kitle Savaşının Ustası kitabından sonra okumuştum. Kitap gayet yeterli ama Jukov’un kitabınıda okumanız lazımki bilgi tam olsun.
Kitabın Türkçe adı, orijinal adından farklı. Bu farklılık yayıncının siyasal tavrı olarak yorumlanmak gerekir, çünkü kitabın ana fikri orijinal başlıkla verilmiş. Böylece ana fikrin Türkçe başlıkla ıskalanmış olduğu ya da çarpıtılmış olduğu görülüyor.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
2. Dünya Savaşı’na damga vuranlardan birisi olan Jukov’un konu alındığı çok başarılı bir araştırma kitabı. Konuya ilgi duyanlara tavsiye ederim.
Severek okuduğum ve çok beğendiğim bir kitap oldu.ilerde tekrardan okumayı düşünüyorum
Bir Askerin Anıları’na karşılık yazdığı Kitle Savaşının Ustası kitabından sonra okumuştum. Kitap gayet yeterli ama Jukov’un kitabınıda okumanız lazımki bilgi tam olsun.
Kitabın Türkçe adı, orijinal adından farklı. Bu farklılık yayıncının siyasal tavrı olarak yorumlanmak gerekir, çünkü kitabın ana fikri orijinal başlıkla verilmiş. Böylece ana fikrin Türkçe başlıkla ıskalanmış olduğu ya da çarpıtılmış olduğu görülüyor.