O, henüz dokuz yaşında.Büyüklere abi daha büyüklere amca diyordu.Ta ki onunla karşılaşıncaya kadar…O, artık gökyüzüne bakmak için başını kaldırmıyor. Çünkü karanlık, çünkü yaşadığı her şeye tanık ve artık özgürce uçan kuşlar bir daha gelmeyecek. Belki de başını öne eğip balıklara yem vererek hayatını sürdürecek.Diğeri, her geçen gün hayatına nefes alan ölüler ekleyen genç bir avukat. Acıları bardaktan masaya dökülmüş su gibi yayılıyor bedenine. Asla kapanmayacak irinli yaralar oluşuyor ruhunda.Ötekisi bir gazeteci. Kirlenmiş her şeyi ortaya çıkarıp vicdanlara sunuyor. Hiç durmayan yağan yağmur ve gözyaşları… Hiçbir şeyin gücü yetmiyor vicdanın olmadığı yerde derin izleri temizlemeye.“Ölü Kadınlar Ülkesi” nin bir ferdi o. Karasinek ve haşereler toplanmış başına. Ölü bedenlerin kokusu bir bulut gibi havada asılı kalmış.
Kitabı bitirdikten sonra hala devamı varmış gibi geldi bana. İnsanların içlerinde derin izler taşıyan hikayeler hala devam etmekte sanki. Toplumsal konulara bakışı, kitapta bunların işlenişi öylesine yalın ki, daha çok şey anlatılacak gibi.
Yazın dünyasının orta sıklet boksörü Mevlüt Soysal’dan yalın, etkili, derdini anlatabilmiş ama okuyucuya da tamamlanacak ufak parçalar bırakılmış bir kitap. Kapak tasarımı ve ismiyle derhal satın almaya yönlendirecek romanlardan değil, aksine bilinçli yönelimlere güvenilmiş gibi. Ayrıca yazarın tesadüf eseri çıkış tarihi itibariyle gündemi 12’den vuran bu kitap için daha çok satsın diye bel altına vuran kampanyalara girişmemesi de takdire şayan.
Kapak tasarımı ve adıyla her ne kadar çocuk istismarı odaklı bir kitap gibi görünse de aslında bunlardan çok daha fazlasını anlatan bir içerğie sahip bir eser. Bir avukatın mesleğinden ötürü kendisi ile içsel hesaplaşması; bir çocuğun yaşadığı ve ancak çizdiği resimlerle kendisini ifade edebildiği bir travma; bir çocuktan bir suçlu yaratan topluma çok yönlü bir bakış; kadının toplum ve aile içindeki yeri ; kentsel dönüşümün insanlar üzerindeki sınıfsal-sosyal etkileri ve daha fazlası bu kitapta. Diyeceğim o ki bu kitap ilk bakışta görünenden çok daha fazlası, okumaktan keyif alınacak bir eser.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Kitabı bitirdikten sonra hala devamı varmış gibi geldi bana. İnsanların içlerinde derin izler taşıyan hikayeler hala devam etmekte sanki. Toplumsal konulara bakışı, kitapta bunların işlenişi öylesine yalın ki, daha çok şey anlatılacak gibi.
Yazın dünyasının orta sıklet boksörü Mevlüt Soysal’dan yalın, etkili, derdini anlatabilmiş ama okuyucuya da tamamlanacak ufak parçalar bırakılmış bir kitap. Kapak tasarımı ve ismiyle derhal satın almaya yönlendirecek romanlardan değil, aksine bilinçli yönelimlere güvenilmiş gibi. Ayrıca yazarın tesadüf eseri çıkış tarihi itibariyle gündemi 12’den vuran bu kitap için daha çok satsın diye bel altına vuran kampanyalara girişmemesi de takdire şayan.
Kapak tasarımı ve adıyla her ne kadar çocuk istismarı odaklı bir kitap gibi görünse de aslında bunlardan çok daha fazlasını anlatan bir içerğie sahip bir eser. Bir avukatın mesleğinden ötürü kendisi ile içsel hesaplaşması; bir çocuğun yaşadığı ve ancak çizdiği resimlerle kendisini ifade edebildiği bir travma; bir çocuktan bir suçlu yaratan topluma çok yönlü bir bakış; kadının toplum ve aile içindeki yeri ; kentsel dönüşümün insanlar üzerindeki sınıfsal-sosyal etkileri ve daha fazlası bu kitapta. Diyeceğim o ki bu kitap ilk bakışta görünenden çok daha fazlası, okumaktan keyif alınacak bir eser.