Anadolu Ajansı analiz serisinin son yayını olan Avrupa’nın Kimlik Krizi, Kovid-19 salgınının birlik ruhunu sarsan sonuçlarına, Avrupa’nın yaşadığı kimlik krizi ile dönüşümüne ışık tutan analiz ve özel haberlerden oluşmaktadır. Alanında uzman kişilerin görüş ve analizlerinden oluşan kitap, “Avrupa’nın İslam’a Bakışı”, “Avrupa’da Mülteci Sorunu”, “Sağa Kayan Avrupa”, “Avrupa’da Ayrılıkçı Hareketler”, “Koronavirüs ve AB’nin Geleceği” konularını ayrı bölümlerde ele alarak Anadolu Ajansının fotoğrafları ve tabloları ile desteklenmiştir. Bu kitapta Avrupa’nın son yüz yılında yaşadıklarını, geçirdiği dönüşümü ve AB üzerine gelecek perspektiflerini ele alarak Avrupa konusuyla ilgilenenlere önemli bir kaynak teşkil etmesi amaçlanmıştır.
Genel olarak makaleleri çok sığ ve taraflı buldum. Özellikle Almanya ve Fransa’da resmi olarak uygulanan bazı siyasi ve kültürel yaptırımlar kronolojik olarak ilgimi çekti, ama o kadar. Basım kalitesi ise çok iyi…
AA son dönemde gerek haberlerinde ve gerek yayınlarında salt Batı karşıtlığını kendisine siper edinmiş ve bu bağlam üzerinden kendi savunduğu değerleri kutsamayı adet edinmiş bir yapıya bürünmüştür. Batı’ya dair eleştirilebilecek pek çok nokta mevcuttur fakat bunu yaparken “kötülemek amacıyla eleştirmek” veya “kendi kabullerinin ne yüce idealler olduğunu belirtmek için ötekini kötülemek” durumu hasıl olunca işin ciddiyeti de kalmıyor açıkçası. AA’nın ülke gündemine aslında bir hayal ve arzulanan bir durum olanı gerçekmiş gibi taşıma, kitleleri buna ikna ederek manipüle ve disipline etme çabasının bir ürünüdür bu eser. Gerçek bir Batı eleştirisi okumak isterseniz bunu bilimsel ve vicdani motivasyon kaynaklarına dayanarak yapan kimselerden incelemek yerinde olacaktır.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Genel olarak makaleleri çok sığ ve taraflı buldum. Özellikle Almanya ve Fransa’da resmi olarak uygulanan bazı siyasi ve kültürel yaptırımlar kronolojik olarak ilgimi çekti, ama o kadar. Basım kalitesi ise çok iyi…
alttaki arkadaş çok iyi anlatmış
AA son dönemde gerek haberlerinde ve gerek yayınlarında salt Batı karşıtlığını kendisine siper edinmiş ve bu bağlam üzerinden kendi savunduğu değerleri kutsamayı adet edinmiş bir yapıya bürünmüştür. Batı’ya dair eleştirilebilecek pek çok nokta mevcuttur fakat bunu yaparken “kötülemek amacıyla eleştirmek” veya “kendi kabullerinin ne yüce idealler olduğunu belirtmek için ötekini kötülemek” durumu hasıl olunca işin ciddiyeti de kalmıyor açıkçası. AA’nın ülke gündemine aslında bir hayal ve arzulanan bir durum olanı gerçekmiş gibi taşıma, kitleleri buna ikna ederek manipüle ve disipline etme çabasının bir ürünüdür bu eser. Gerçek bir Batı eleştirisi okumak isterseniz bunu bilimsel ve vicdani motivasyon kaynaklarına dayanarak yapan kimselerden incelemek yerinde olacaktır.