Fahri Erdinç (1917-1986), Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi geleneğinden geliyor. 40 Kuşağı olarak anılan edebiyatçılar arasında, sanat yaşamı Sabahattin Ali ve Nâzım Hikmet'le usta-çırak ilişkisi içinde gelişen, öykü ve roman alanında verdiği ürünlerle edebiyat tarihimizde iz bırakan yazarlardan. Aynı zamanda, sanatsal kimliğine, yurt dışında sürgün yaşamı boyunca siyasal çalışmalarıyla yeni boyutlar ekleyen bir yazgı adamı.Acı Lokma romanı, Fahri Erdinç'in yazgı adamlığı kimliğine giden yolda, yaşamöyküsünden bir kesit. Ege'nin bir kasabasında, tütüncülük de yapan bir aile çerçevesinde 30 yıllık yaşam dilimini sunarken, Kurtuluş Savaşı ardından cumhuriyetin kuruluş yıllarında oluşan toplumsal ve siyasal ortamı da eleştirel bir bakışla anlatıyor. Halkın yaşamından canlı görünümler, değişik insan portreleri eşliğinde. Duyarlı bir dil, sürükleyici bir anlatım ve akıcı bir kurguyla...
Mükemmel bir eser. Cumhuriyetin ilk yıllarında Akhisar’da yaşayan insanların yaşadığı güçlükleri yazarın kendi yaşamını okuyarak anlıyoruz. Yazarın diğer eserlerini de okumak isteyeceksiniz.
Bir Ege kasabası üzerinden zaman zaman öteki kabul edilen muhacirlerin ve tarım işçiliğinin zorlu koşullarını kendi kişisel deneyim ve gözlemleri ile yaşamış yazarın çarpıcı hikayesi. Türkiye’den kaçısının geri planını gösteren bir nedenler kitabı aynı zamanda da.
Fahri Erdinç, iki arkadaşıyla beraber Bulgaristan’a kaçarlar ve sorguya alınırlar. Bulgaristan askerinin, Türkiye’den neden kaçtınız sorusunu sormasıyla roman başlar. Kurtuluş savaşı sonrası, Cumhuriyetin ilk yıllarında Ege’nin bir kasabasında tütüncülük yapan bir ailenin içinde 30 yıllık yaşamdan kesit sunar. Ülkemizin siyasi, toplumsal ve halkımızın yaşamsal yapısının nasıl olduğunu eleştirel bir dille anlatıyor. Yazarın anılarına dayanarak, Türkiye’nin o dönemki insan manzaralarını, samimiyetle, alçakgönüllü, açık yüreklilikle ve akıcı bir dille ortaya koymuş. Adı “Acı Lokma” olan bu romanı okurken, bazen gülerek, bazen ağlayarak okuyacaksınız. Acı Lokma’nın bu kadar tatlı yutulacağını düşünemeyeceksiniz. Sabahattin Ali’nin kitaplarını seviyorsanız, Fahri Erdinç’in bu romanını mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bir arkadaşımın tavsiyesi ile aldım. Yazarın diğer eserlerini de okuyacağımı düşünüyorum.
Mükemmel bir eser. Cumhuriyetin ilk yıllarında Akhisar’da yaşayan insanların yaşadığı güçlükleri yazarın kendi yaşamını okuyarak anlıyoruz. Yazarın diğer eserlerini de okumak isteyeceksiniz.
Bir Ege kasabası üzerinden zaman zaman öteki kabul edilen muhacirlerin ve tarım işçiliğinin zorlu koşullarını kendi kişisel deneyim ve gözlemleri ile yaşamış yazarın çarpıcı hikayesi. Türkiye’den kaçısının geri planını gösteren bir nedenler kitabı aynı zamanda da.
Fahri Erdinç, iki arkadaşıyla beraber Bulgaristan’a kaçarlar ve sorguya alınırlar. Bulgaristan askerinin, Türkiye’den neden kaçtınız sorusunu sormasıyla roman başlar. Kurtuluş savaşı sonrası, Cumhuriyetin ilk yıllarında Ege’nin bir kasabasında tütüncülük yapan bir ailenin içinde 30 yıllık yaşamdan kesit sunar. Ülkemizin siyasi, toplumsal ve halkımızın yaşamsal yapısının nasıl olduğunu eleştirel bir dille anlatıyor. Yazarın anılarına dayanarak, Türkiye’nin o dönemki insan manzaralarını, samimiyetle, alçakgönüllü, açık yüreklilikle ve akıcı bir dille ortaya koymuş. Adı “Acı Lokma” olan bu romanı okurken, bazen gülerek, bazen ağlayarak okuyacaksınız. Acı Lokma’nın bu kadar tatlı yutulacağını düşünemeyeceksiniz. Sabahattin Ali’nin kitaplarını seviyorsanız, Fahri Erdinç’in bu romanını mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Erdinç, bu eserde gözleme dayanan olayları ve olguları sınıfsal yönlerini vurgulayarak yansıtan bir gerçeklikle hikayesini anlatıyor.