“… Kentte herkes bu çılgın ve akıl dışı gösteriyi konuşuyor, Dr. Harubi’nin kentin bir köşesinde kurduğu gösteri çadırı günler öncesinden rezervasyonlarla doluyordu. İzleyenler, gösterinin etkisinden günlerce kurtulamıyordu. Bir gün ailecek bu muhteşem gösteriye gittik. Ben hâlâ hayal dünyası geniş, içimde binbir sır taşıyan, çekingen bir çocuktum. Dr. Harubi izleyenlerin gözlerinin içine bakıyor ve birazdan oturanların içini okuyarak inanılmaz bir gösteri yapacağını söylüyordu. Beni bir korku sardı. Beni seçmesi ve benim içimden, çocuk aklımdan geçen sırlarımı açıklaması korkunç bir şeydi. Yerimde terlemeye başladım. Kimsenin, sahip olduğum mütevazı sırlarımı bilmesini istemiyordum…”Bu kitabın üç farklı boyutu var: Yazarın süzgecinden geçerek derlenmiş Antakya’nın 50 yıllık öyküsü; Antakya gazetesinin kurucusu Nezih Gassan Seyfittinoğlu’nun yaşamı ve mücadelesi; ikinci kuşak gazeteci Sinan Seyfittinoğlu’nun anılarıyla renklenen izlenimleri, görüşleri, düşünceleri… Kitabı okurken, ülkemizin dönüşümü ve yaşadıklarından bağımsız sayılamayacak birbirinden ilginç olaylarla karşılaşacak, belki de kendi yaşamınızdan izler bulacak, kimi yerlerde gülecek kimi yerlerde hüzünlenecek, ama her satırında, tarihi boyunca umudu, hoşgörüyü, kardeşliği, dostluğu elden bırakmayan bir kentin yürek atışlarına tanıklık edeceksiniz…
Kitap Yorumları - (0 Yorum)