Doğunun geçit vermeyen dağları, elleri dilleri donduran ayazı, mayın döşeli toprakları ve en kötüsü, pusuda bekleyen düşman.. Bir fotoğraf parçasının solan renklerinde henüz göremediği bebeğine ya da kavuşamadığı sevdiğine duyulan özlem.. Ümitlerini, sevdiklerini, kundaktaki bebeklerini arkalarında bırakıp vatan savunması için görev başında olan gencecik erlerin birbirinden ilginç, bir o kadar hazin hikayesi...Elinizdeki bu kitap, Doğu’da görev alan bir Asteğmen’in ve onun dilinden, onlarca askerin başından geçenleri içten bir dille okuyucuyla paylaşıyor. Tunceli’nin zorlu dağlarında Keko ve yandaşlarının peşine düşen ekibin soğuğa, kara, düşmana, sevdiklerine duydukları hasrete ve içlerinde zaman zaman alevlenen isyana karşı giriştikleri mücadelenin dolaysız ve gerçekçi anlatımı sizi rahat koltuklarınızda sarsacak, bir iç hesaplaşmaya sürükleyecek... Asker ocağının hem gülen hem de hüzünlenen yüzünü tanıtıyor okura bu kitap.. Kimi zaman bir operasyonda verilen şehitlerin ardındaki öfke ve burukluk, kimi zaman çıtırdayan sobanın üzerindeki isli çaydanlıkta kaynayan çayın eşsiz keyfi, her biri roman değerinde hayatlardan kesitler, memleketimizin yabancılaştığımız köşelerinin acı ama gerçek hikayesi bu romanda sizleri bekliyor!
Askerde bir komutanımız tavsiye etmişti bu kitabı; aldım okudum. Roman tarzında yazılmış. Bir yandan “acaba ne kadarı kurgu ne kadarı gerçek” diye sorguluyor okurken insan bazı yerlerde, bir yandan da “evet, kesinlikle çok gerçekçi anlatılmış askerlikteki ortam” diyorsunuz çoğu yerinde de.Kitapta aktarılanların çoğunun gerçek anılara dayandığı varsayılırsa; doğudaki askerlik hayatının doksanlarda, terörün tavan yaptığı zamanlarda nasıl geçtiği üzerine, askerlik sistemindeki ast-üst ilişkilerinin doğurduğu haksızlıklar üzerine kendini okutturan bir kitap. Askerliğin yapmış olanların eski günlerini hatırlaması, (özellikle doğuda) yapacak olanların da o ortam hakkında fikir edinmesi adına da tavsiye ederim.
Askerde Asteğmen olarak görev yaparken okumuştum bu kitabı. Gerçekten yazım ve anlatımlar hoşuma gitmişti. O zamanlarda çekilen sıkıntılar, yaşam mücadelesi akıcı bir dille anlatılmış. Tavsiye ederim.
gerçek hayattan esinlenerek yazdılıdığı intibahını veren bu kitap doğu’da yaşananları bir asteğmenin gözünden ve kaleminden anlatıyor.tavsiye ederim. iyi okumalar…
Ülke Savunmasında Askerlerimizin ne kadar büyük zorluklarla mücadele ettiğini bize hatırlatması nedeniyle güzel bir iktap olduğunu söyleyebilirim.Ancak anlattıkları herkesce bilinen gerçekler olması sebebiyle de biraz sıkıcı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Askerde bir komutanımız tavsiye etmişti bu kitabı; aldım okudum. Roman tarzında yazılmış. Bir yandan “acaba ne kadarı kurgu ne kadarı gerçek” diye sorguluyor okurken insan bazı yerlerde, bir yandan da “evet, kesinlikle çok gerçekçi anlatılmış askerlikteki ortam” diyorsunuz çoğu yerinde de.Kitapta aktarılanların çoğunun gerçek anılara dayandığı varsayılırsa; doğudaki askerlik hayatının doksanlarda, terörün tavan yaptığı zamanlarda nasıl geçtiği üzerine, askerlik sistemindeki ast-üst ilişkilerinin doğurduğu haksızlıklar üzerine kendini okutturan bir kitap. Askerliğin yapmış olanların eski günlerini hatırlaması, (özellikle doğuda) yapacak olanların da o ortam hakkında fikir edinmesi adına da tavsiye ederim.
Ali Hoca ismi pek duyulmasa da mesleğini de kullarak – edebiyat öğretmenidir kendileri – okunası bir kitap yazmış ve tabii sürükleyici de ..
Askerde Asteğmen olarak görev yaparken okumuştum bu kitabı. Gerçekten yazım ve anlatımlar hoşuma gitmişti. O zamanlarda çekilen sıkıntılar, yaşam mücadelesi akıcı bir dille anlatılmış. Tavsiye ederim.
gerçek hayattan esinlenerek yazdılıdığı intibahını veren bu kitap doğu’da yaşananları bir asteğmenin gözünden ve kaleminden anlatıyor.tavsiye ederim. iyi okumalar…
Ülke Savunmasında Askerlerimizin ne kadar büyük zorluklarla mücadele ettiğini bize hatırlatması nedeniyle güzel bir iktap olduğunu söyleyebilirim.Ancak anlattıkları herkesce bilinen gerçekler olması sebebiyle de biraz sıkıcı.