Türkiye'nin, Avrupa yollarındaki otuz beş yıllık inişli çıkışlı sürecinin perde arkasını; Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde akla ilk gelen adlardan biri olan Yıldırım Keskin'in anılarında bulacaksınız. 'Avrupa Yollarında Türkiye' aynı zamanda, İsmet İnönü, İhsan Sabri Çağlayangil, Ali Bozer, İsmail Cem, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Necdet Uğur gibi siyasetçileri; Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, Cüneyt Gökçer, Tanju Okan, Attilâ İlhan, Adalet Ağaoğlu, Elia Kazan gibi sanatçıları da içeren zengin bir portreler galerisi.
Türkiye’nin izlediği dış siyasetin 36 yıllık bir bölümünün kişisel dökümü Avrupa Yollarında Türkiye. Avrupa Birliği’ne girebilmek için neler yaptığımızı, ne tür girişimlerde bulunduğumuzu kaba hatlarıyla biliyoruz. Yaklaşık yüz elli yıllık geçmişe dayanan batılılaşma isteğinin en somut adımlarının atıldığı bu süreci kişisel anılarından yola çıkarak anlatıyor Keskin. Genel bir devlet politikasının uygulamadaki somut adımlarına tanıklık etmemizi sağlıyor yazar bu kitabıyla. Yıldırım Keskin anılarını kaleme alırken yakın tarihin bire bir yaşadığı önemli olaylarını aktarıyor okura. Kitapta anlatılanlar kuru bir dış politika serüveni değil. Kitabın adına bakıp, bu konuyla pek de ilgilenmediğinizi düşünebilirsiniz. Ama yazarın kişiliğini bildiğinizde farklı bir politik anı kitabıyla karşılaşacağınızı anlıyorsunuz. Keskin, kendini yazar olmamasına karşın yazarlıktan hiç kopmamış bir diplomat olarak tanımlıyor, alçakgönüllük göstererek. Oysa edebiyat okuru onu, Bir Gecenin Beyliği, Yoldan Geçen Adam gibi romanlarıyla zaten biliyor. Son romanı Ölümü Bekleyen Kent ile de 1997 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazandı. Bu da anılarını okurken edebi bir tad alacağınızın göstergesi değil mi?
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Dış siyasetimizle ilgili tecrübe dolu yazılar…
Yazar dış politikada yaşadıklarını anlatmıştır.
36 yıl diplomatlık yapmış yazar 1965-2000 yılları arasındaki AB kapısında bekleyiş serüvenimizin canlı tanıklığını yapıyor.
Türkiye’nin izlediği dış siyasetin 36 yıllık bir bölümünün kişisel dökümü Avrupa Yollarında Türkiye. Avrupa Birliği’ne girebilmek için neler yaptığımızı, ne tür girişimlerde bulunduğumuzu kaba hatlarıyla biliyoruz. Yaklaşık yüz elli yıllık geçmişe dayanan batılılaşma isteğinin en somut adımlarının atıldığı bu süreci kişisel anılarından yola çıkarak anlatıyor Keskin. Genel bir devlet politikasının uygulamadaki somut adımlarına tanıklık etmemizi sağlıyor yazar bu kitabıyla. Yıldırım Keskin anılarını kaleme alırken yakın tarihin bire bir yaşadığı önemli olaylarını aktarıyor okura. Kitapta anlatılanlar kuru bir dış politika serüveni değil. Kitabın adına bakıp, bu konuyla pek de ilgilenmediğinizi düşünebilirsiniz. Ama yazarın kişiliğini bildiğinizde farklı bir politik anı kitabıyla karşılaşacağınızı anlıyorsunuz. Keskin, kendini yazar olmamasına karşın yazarlıktan hiç kopmamış bir diplomat olarak tanımlıyor, alçakgönüllük göstererek. Oysa edebiyat okuru onu, Bir Gecenin Beyliği, Yoldan Geçen Adam gibi romanlarıyla zaten biliyor. Son romanı Ölümü Bekleyen Kent ile de 1997 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazandı. Bu da anılarını okurken edebi bir tad alacağınızın göstergesi değil mi?