"Bayrampaşa... Kimleri ağırlamadı ki... Kabadayısından tutun da hukukçusuna, siyasetçisine, sanatçısına, yazarına, gazetecisine, tiyatrocusuna ve iş adamına kadar isimli isimsiz birçok insanı misafir etti, taş duvarlarının ve demir parmaklıklarının, o soğuk ve loş aydınlığında... Bayrampaşa'da neler oldu, neler yaşandı birebir yaşadım ve gördüm." İsmail Oğuz Bayrampaşa Baş Gardiyanı (Emekli) Sağmalcılar sonraki adıyla Bayrampaşa Cezaevi, 1973'ten 2002 yılına kadar geçen yaklaşık 30 yıl içerisinde, anılarda en çok kalan, medyada en çok yazılan, yazarların en çok kaleme aldığı, filmlere konu olan bir cezaevi oldu. 30 sene içinde kimler geldi geçti buradan: Yazarlar, hukukçular, sanatçılar, kabadayılar... Cezaevinde nasıl yattılar, gardiyanlarla ne konuştular, nasıl bir ilişki kurdular. 12 sene Bayrampaşa Cezaevi'nden emekli olan İsmail Oğuz anılarını bu kitapta anlatıyor.
Bir meşhur hapishanenin görevlisinin başından geçen anıların anlatıldığı güzel bir kitap. Babaların, kabadayıların cezaevinde yaşadıklarının perde arkasının aktarıldığı okurken insanın sıkılmadığı ve bir çırpıda okunabilecek bir kitap.
Bir solukta okudum. Sade ve içinden geldiği gibi yazılan, anılar. En çokta kabadayılardan korkmadığını ama tinerci ve bağımlı küçük yaştaki çocuklardan korktuğunu beğendim. Toplumun bence en tehlikeli yanı. En büyük kangreni. Nedeninin araştırılıp çözülmesi gereken tarafı. Mafyacıklar sağlam ve tutarlı bir hükümetle çözülür. Ne kadar “derin” olursa olsun çözülür, yok edilir. Ama bağımlılık bir sosyal yaradır ve toplumu yok edebilecek bir seviyeye getirebilir. Böyle yürekli anıları bekliyorum. Tarihe ışık tutabilecek, perde arkalarını bilenler lütfen kamu oyunu bilgilendirsinler. Yazara sordum’siyasi koğuş niye az’diye, ‘o ayrı bir konu, bundan sonraki ‘dedi. Merakla bekliyorum.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Bir meşhur hapishanenin görevlisinin başından geçen anıların anlatıldığı güzel bir kitap. Babaların, kabadayıların cezaevinde yaşadıklarının perde arkasının aktarıldığı okurken insanın sıkılmadığı ve bir çırpıda okunabilecek bir kitap.
Bir solukta okudum. Sade ve içinden geldiği gibi yazılan, anılar. En çokta kabadayılardan korkmadığını ama tinerci ve bağımlı küçük yaştaki çocuklardan korktuğunu beğendim. Toplumun bence en tehlikeli yanı. En büyük kangreni. Nedeninin araştırılıp çözülmesi gereken tarafı. Mafyacıklar sağlam ve tutarlı bir hükümetle çözülür. Ne kadar “derin” olursa olsun çözülür, yok edilir. Ama bağımlılık bir sosyal yaradır ve toplumu yok edebilecek bir seviyeye getirebilir. Böyle yürekli anıları bekliyorum. Tarihe ışık tutabilecek, perde arkalarını bilenler lütfen kamu oyunu bilgilendirsinler. Yazara sordum’siyasi koğuş niye az’diye, ‘o ayrı bir konu, bundan sonraki ‘dedi. Merakla bekliyorum.