Bir kemiğin kahraman olduğu ve onun diliyle anlatılan bir ilk roman bu.Her şey normal ve kendi seyrinde giderken küçük bir ayak kaymasıyladeğişen hayatın şiirsel öyküsü… Kırılmış bir kemiğin peşinden koşan,ona ayak uydurmaya çalışan, onun etrafında dönüp duran koridorlar,odalar, acıyla alınıp verilen nefesler, inlemeler, gecenin ortasına özenleyerleştirilen ateş topundan haykırışlar… Nefes nefese kalarakokuyacağınız bir öykü bu. Minör edebiyatın son metinlerinden biri...
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
insan hayatında neler, ne kadar önemlidir? bu sorunun cevabını insanın kendisi bilir ama insan önemlerinin sırasının farkında olmayabilir. hayatımda kendisini dinlemekten zevk duyduğum, nadide kişilerden biri olan ismet emre’nin yakından tanıdığım, çıkmasını dört gözle beklediğim kitabını görünce çok mutlu oldum. ismet emre’nin bu kitabı emnim ki hayatımda yeni değişikliklere yol açacak ve kendimi yakından tanıma fırsatı bulacağım.
Ben, Femur; şâir, yazar ve akademisyen kimlikleriyle “Yaşayan Tanpınar” olma yolunda sağlam adımlar atmaya devam eden Doç. Dr. İsmet EMRE’nin son romanı. Baldır (Femur) kemiği kırılan Ahmet’in üniversite hastanelerinde başından geçenleri olayın başrol oyuncusu olan kemikten dinlemekteyiz. Alışılmışın dışındaki bu anlatıcı (Romanın arka kapağında “Bir kemiğin kahraman olduğu ve onun diliyle anlatılan ilk roman bu.” denilmekte.) hak ettiği ilgiyi kendisine daha önce göstermemiş olan Sahip’inden ortadan ikiye ayrılmakla acı çektirip intikam alan “sadist” bir kemik. 108 sayfalık bu metinde tıp doktorlarının dünyadaki herkesi “doktor olanlar ve doktor olmayanlar” yönlü sınıflandırmalarının hasta psikolojisini nasıl etkilediği ortaya konmakta. “Üniversite hastanelerinin koridorlarında beyaz gömleklerini şövalye gibi savurarak yürüyen” doktorların “organ tamircileri, et bilgicileri, ruhları şırıngayla alınmış…” olarak tanıtıldığı Ben, Femur; tıp dünyasına kelimenin tam anlamıyla “savaş açmış” bir roman. Araştırıldığında üniversite hastaneleri tarihinin Ortaçağ Avrupası kiliselerine kadar gideceğini söyleyen romanımız, o koridorlardan “hasta” sıfatıyla geçme ihtimali olmayanların da okuması gereken bir yapıt –beyaz önlüklü şövalyeler dahil-.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
insan hayatında neler, ne kadar önemlidir? bu sorunun cevabını insanın kendisi bilir ama insan önemlerinin sırasının farkında olmayabilir. hayatımda kendisini dinlemekten zevk duyduğum, nadide kişilerden biri olan ismet emre’nin yakından tanıdığım, çıkmasını dört gözle beklediğim kitabını görünce çok mutlu oldum. ismet emre’nin bu kitabı emnim ki hayatımda yeni değişikliklere yol açacak ve kendimi yakından tanıma fırsatı bulacağım.
Ben, Femur; şâir, yazar ve akademisyen kimlikleriyle “Yaşayan Tanpınar” olma yolunda sağlam adımlar atmaya devam eden Doç. Dr. İsmet EMRE’nin son romanı. Baldır (Femur) kemiği kırılan Ahmet’in üniversite hastanelerinde başından geçenleri olayın başrol oyuncusu olan kemikten dinlemekteyiz. Alışılmışın dışındaki bu anlatıcı (Romanın arka kapağında “Bir kemiğin kahraman olduğu ve onun diliyle anlatılan ilk roman bu.” denilmekte.) hak ettiği ilgiyi kendisine daha önce göstermemiş olan Sahip’inden ortadan ikiye ayrılmakla acı çektirip intikam alan “sadist” bir kemik. 108 sayfalık bu metinde tıp doktorlarının dünyadaki herkesi “doktor olanlar ve doktor olmayanlar” yönlü sınıflandırmalarının hasta psikolojisini nasıl etkilediği ortaya konmakta. “Üniversite hastanelerinin koridorlarında beyaz gömleklerini şövalye gibi savurarak yürüyen” doktorların “organ tamircileri, et bilgicileri, ruhları şırıngayla alınmış…” olarak tanıtıldığı Ben, Femur; tıp dünyasına kelimenin tam anlamıyla “savaş açmış” bir roman. Araştırıldığında üniversite hastaneleri tarihinin Ortaçağ Avrupası kiliselerine kadar gideceğini söyleyen romanımız, o koridorlardan “hasta” sıfatıyla geçme ihtimali olmayanların da okuması gereken bir yapıt –beyaz önlüklü şövalyeler dahil-.
Hayatımda okuduğum en saçma ve ne diye yazıldığı belirsiz kitap.