Bir adın olmalı senin. Dağlarda, bayırlarda, kırlarda, ovalarda her yerde senin adın duyulmalı, seni çağırmalı, sesin her yeri inletmeli. Neredesin? Kiminlesin? Zaman bir bir akıp geçiyor, öyle bir geçiyor ki, “sensiz uzak, sensiz hasret, sensiz öyle yalnız ki bilemezsin.” Sanki gelişinle gidişin bir oluyor gibi... Acele etmeden, suskun, mutsuz ve umutsuz bir o kadar da cefakâr. Ne umdum ne buldum şu koca dünyada. Koskocaman bir “yalan” Neyi buldumsa hemen kaybettim zira tuttuklarım yalandı. Bakan yüzler, konuşan diller, hayaller yıkık dökük olmuş birden. Hasretimi rüzgâra tutsak bıraksam da, tenim ve vücudum yalnız onlar için öylece orada kalıyor. Birden ürperirsem tek o kalıyor. Yalnızlık bir deniz gibi, sanki içindeki vapurla acısını gezdiriyor. Bahçedeki demet demet çiçekler, laleler, sümbüller, mor menekşeler boynunu büküyor, aşkın kokusundan bir taraflara savruluyorlar.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)