Bazı iyi kalpli okurların tam olarak anlayamadıkları nokta da bu çıplak çelişkinin manasıydı: Seferberlik peşindeki bir kitapta bu kadar mı eleştiri olur, gayen özendirmek mi caydırmak mı mübarek, bunları okuyan adam yola çıkar mı?… Başaramamış olabilirim fakat bilinçsiz bir çelişki suretindeki bu şey aslında dinamik bir gerilim oluşturmaya matuf bilinçli bir çabaydı. Kelime kökünden tut dalındaki zafere kadar zorluk ve meşakkat demek olan cihadın zorluk ve meşakkati sanılanın aksine düşmandan değil kendimizden kaynaklanır ve benim derdim günümüzdeki cihadın bu veçhesini anlatmaktır. Bunu yapan olsaydı başka bir şey anlatmayı deneyebilirdim, nasibim bu oldu. Çatara pataraya çağırmıyoruz, daha zor bir göreve çağırıyor çağrılıyoruz, hazır mıyız hazır mısın emin misin demek istiyordum. Eğer anlattığım zorlukları hiç tahayyül etmemiş ve tahammül etmeyecek insanları biraz olsun caydırabildiysem Allah benden razı olsun. İnsanlar kaldıramayacakları yüklerin altına girmemeli, çünkü gerisin geri çıktıklarında olan diğerlerine oluyor öncelikle. Güçlü karakterleri özendirmeli, insanları güçlü karakterler olmaya özendirmelisin. Bunu ancak kendilerini bekleyen şeyi en sert haliyle anlatarak yapabilirsin. Ben ilk yolculuğuma çıkmadan evvel birinin bana meseleyi böyle sunmuş olmasını isterdim, öyle söyleyeyim.
Epeyce karışık ve karanlık bir alana son derece “içeriden” bir bakış. Dünya görüşü ne olursa olsun gerçekte yaşananları ve bunların toplumsal psikolojik tabanını iyi anlamak bakımından okunması yararlı.
iyi ki cepheye bülent tokgöz gitmiş. bu fikri birikimin üzerine cephe manzarası iyi oturmuş. google da “kendimi şanslı hissediyorum” ifadesi çıkarya işte bu kitabı okurken bunu söyledim, bitmesin istedim, ama bitti, yazar yazmaya biz okumaya devam edelim. bitmeyen bir haz. Büyük oyundan dersleri okudum, şimdi hangisini okusam diye düşünüyorum.
Cihadcılığın edebiyatını değil iç yüzünü anlatan bir kitap. Bizzat Bosna savaşına katılmış yazar ve gördüklerini son derece gerçekçi bir dille anlatıyor. Toplanan yardımları iç eden Boşnak komutanları, cephede yaşanan sünni-şii veya arap-fars kavgasına, mücahidlerin kadın düşkünlüğüne, Türk cephesinde savaşan grupların acemiliğine ve daha nicelerini duymaya yüreğiniz yetiyorsa öyle okuyun. Romantizm yok gerçekler var. Bir solukta okudum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Epeyce karışık ve karanlık bir alana son derece “içeriden” bir bakış. Dünya görüşü ne olursa olsun gerçekte yaşananları ve bunların toplumsal psikolojik tabanını iyi anlamak bakımından okunması yararlı.
Bülent Tokgöz’ün yaşanmışlıklarını anlatan, cihad bölgeleri üzerine yazılmış faydalı bir kitap.
iyi ki cepheye bülent tokgöz gitmiş. bu fikri birikimin üzerine cephe manzarası iyi oturmuş. google da “kendimi şanslı hissediyorum” ifadesi çıkarya işte bu kitabı okurken bunu söyledim, bitmesin istedim, ama bitti, yazar yazmaya biz okumaya devam edelim. bitmeyen bir haz. Büyük oyundan dersleri okudum, şimdi hangisini okusam diye düşünüyorum.
Cihadcılığın edebiyatını değil iç yüzünü anlatan bir kitap. Bizzat Bosna savaşına katılmış yazar ve gördüklerini son derece gerçekçi bir dille anlatıyor. Toplanan yardımları iç eden Boşnak komutanları, cephede yaşanan sünni-şii veya arap-fars kavgasına, mücahidlerin kadın düşkünlüğüne, Türk cephesinde savaşan grupların acemiliğine ve daha nicelerini duymaya yüreğiniz yetiyorsa öyle okuyun. Romantizm yok gerçekler var. Bir solukta okudum.
dili ve anlatımı gayet iyi… olaylar acı ve hazmı zor olsa da faydalı, okunması gereken bir kitap…