Doğançay'ın çınarlarını ilk kez 19 Haziran 1996'da gördüm. İstasyondan yavaşlatarak geçen trenin içinden, sağ tarafta, Doğu'ya doğru; güneş, solumda, yamaç ardına epey devrilmişken. Hemen kavradım; pek de anlamlandıramadan...Sonra daha yazmadan kurdum onları. 14 Ocak 1997'de zamanları geldi: yazmaya başladım. 15 Mayıs'ta bir kez daha geçtim yanlarından, aralarından: tam kurduğum gibiydiler. Yazılışları ise (Çiftehavuzlar / Yalıkavak / Karamürsel / Çiftehavuzlar) daha epey süreceğe benziyordu.13 Haziran'da, benim gözlerimle, Yıldırım'ın mercekleriyle, ilk kez gittik Doğançay'a...
Aruoba adeta edebiyat içerisinde nefes aldıracak eserleri sıralamış. Her klasik türden sonra bir Aruoba iyi gelecektir.
“İstasyonun tümüyle ‘metruk’ hâle geldiğini o gün öğrendim: hiçbir tren uğramıyordu Doğançay’a artık.”
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Çok güzel eser çok. Çok nahif bir dili var Aruoba’nın.
metis edebiyat tarafından aralık 2013’te ikinci kez basılan ve oruç aruoba’nın annesine ithaf ettiği şiir kitabı..
Aruoba adeta edebiyat içerisinde nefes aldıracak eserleri sıralamış. Her klasik türden sonra bir Aruoba iyi gelecektir.
“İstasyonun tümüyle ‘metruk’ hâle geldiğini o gün öğrendim: hiçbir tren uğramıyordu Doğançay’a artık.”