“Yeni Dünya Düzeni” kavramı Körfez Savaşı’ndan sonra dünya politikasının en kilit ve popüler kavramlarından biri durumuna geldi. Soğuk Savaş döneminde geliştirilen Amerikan savaş doktrinleri de buna bağlı olarak değişime uğradı. “Düşük Yoğunluklu Savaş” yeni dönemde ABD savaş doktrininin adıdır. “Düşük Yoğunluklu Demokrasi” bu kavramdan esinlenerek türetilmiş ve yazarlar tarafından ABD’nin azgelişmiş ülkeler açısından öngördüğü siyasal yapıları tanımlamakta kullanılmıştır. Diktatörlüklerden “demokrasiye” geçen Guatemala, Arjantin, Filipinler ve Güney Kore gibi ülkelerin yaşadığı deneyleri de derinlemesine inceleyen bu yapıt Türkiye’deki tartışmalara da ışık tutacak bir özellik taşımaktadır.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
“Körfez Savaşı”nı izleyen zamanlarda dünyamız yoğun bir “Yeni Dünya Düzeni” söyleminin bonbardımanı altına girdi. Bu bombardıman bir çok entelektüel veya popüler ilgiyi harekete geçirdi. İlk bakışta bu söylemin en önemli işlevi ABD”nin dünya egemenliğini pekiştirmekten başka bir şey olarak görünmemekle birlikte kendisine eşlik eden tartışmalar, bazen en derin entelektüel mevzuların bile iktidar ideolojisi açısından ne kadar işlevsel kılınabileceğinin en önemli gösterisi sunuyorlardı..