Gündelik yaşam içerisinde insanoğlunun kullandığı kelimeler bir sıraya konulsa sanırım “eşek” kelimesi ilk on arasına girer. Bu kelimeyi öylesine sevmişiz ki “eşek” yetmemiş bir de şeddelisini türetip “eşşek” demişiz. Niçin anlayışsız insanları bu hayvanın ismiyle vasıflandırıyoruz? Niçin bir işe yaramayan insanları bu hayvanla kıyaslıyoruz? Niçin bir şey öğrenemeyen insanları bu hayvanla tarif ediyoruz? Elbette bunların bir izahı var. Ama asıl can alıcı soru şurada: Acaba üzerinde hükümranlık kurulmak istenen kişi ve toplumlar bilinçli bir “eşekleş(tir)me” operasyonuna tabi tutuluyor olabilir mi? Günümüzün emperyal güçleri üzerinde hakimiyet kurdukları toplumları “eşekleş(tir)me” çalışmaları içinde olabilir mi? “Eşeknâme” kitabında dilimizin en aşina olduğu kelimelerden birisine sahip olan bu hayvanla ilgili tarihsel bir yolculuk yaparken “eşekleş(tir)me” çalışmalarına dikkat çekmek istedik. Umarız üzerinde “eşekleş(tir)me” operasyonu çekilen fert ve toplumların uyanmasına vesile olur…
Kitabı okurken işin hep bir felsefî boyutunu aradım. Çok basit bir eser. Metin puntoları sanki fazla sayfa olsun diye büyütülmüş. Beklediğime değmedi 🙁
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
dünyanın farklı kültürlerinin eşeğe bakışını anlatmış ama pekte bilimsel şekilde yazar anlatamamış sevemeden zor okudum
Kitabı okurken işin hep bir felsefî boyutunu aradım. Çok basit bir eser. Metin puntoları sanki fazla sayfa olsun diye büyütülmüş. Beklediğime değmedi 🙁
Günümüzü anlamak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Kaybolmuş bir sanat üzerinden mükemmel bir sosyolojik eser. Yazarı tebrik ederim.