Filistin-İsrail sorununun, her şeyden önce, iki cephesi olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. İlk cephesi aslında çok eskilere dayanan, ancak çalışmanın inceleme ekseni açısından İsrail devletinin doğuşundan itibaren ele alacağımız Yahudi boyutudur. İkincisi ise özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla ortaya çıkan, ancak çalışmada devletlerarası bir sorun olarak uluslararası politikanın gündemine girmesinden itibaren ele alınacak olan Filistinliler ile ilgili boyutudur. Filistin Sorunu'nun özünü bu iki boyut oluşturmaktadır. Ortadoğu'nun hassas coğrafyası ve dengeleri zaman içerisinde birçok bölge devletinin yanı sıra dünya siyasetine yön veren büyük devletlerin de Sorun'un içerisine çekilmesinde birinci derecede etkili olmuşlardır. Sorun'un kendisi uluslararası siyasete ve bu siyasetin evrimine duyarlı bir hal almıştır.
Fikir sahibi olmadan, olaylarin gelisimini bilmeden sadece duygusal olarak yaklastigimiz konularin basinda Israil-Filistin sorunu gelmektedir. Insanlarimiz bir savasin var oldugunu gormekte ancak olayin seyri hakkinda Yahudi-Musluman catismasi cercevesi disinda bir sey bilmemekte. Bir grupta din ve Arap anti patisi ile olaya yaklasmaktadir. Turkiye’nin bu catismadaki tutumu, Israil ve Arap dunyasina yaklasimi da ayrica bir gundem olusturmakta. Ne Israil’e ne de Araplara yaranamayan Turkiye, kamuoyunda da elestirilmekte pasiflikle suclanmakta. Haklilik payi da olsa bilincsizce yapilan bu elestirilerin daha objektif, bilgili bir sekilde olmasi icin ideal bir kitap.sadece uluslararasi iliskiler alaniyla ilgilenenler icin degil, dunyade neler oluyor biz neler yapiyoruz konusunda fikir edinmek isteyen herkes icin guzel bir kitap.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Fikir sahibi olmadan, olaylarin gelisimini bilmeden sadece duygusal olarak yaklastigimiz konularin basinda Israil-Filistin sorunu gelmektedir. Insanlarimiz bir savasin var oldugunu gormekte ancak olayin seyri hakkinda Yahudi-Musluman catismasi cercevesi disinda bir sey bilmemekte. Bir grupta din ve Arap anti patisi ile olaya yaklasmaktadir. Turkiye’nin bu catismadaki tutumu, Israil ve Arap dunyasina yaklasimi da ayrica bir gundem olusturmakta. Ne Israil’e ne de Araplara yaranamayan Turkiye, kamuoyunda da elestirilmekte pasiflikle suclanmakta. Haklilik payi da olsa bilincsizce yapilan bu elestirilerin daha objektif, bilgili bir sekilde olmasi icin ideal bir kitap.sadece uluslararasi iliskiler alaniyla ilgilenenler icin degil, dunyade neler oluyor biz neler yapiyoruz konusunda fikir edinmek isteyen herkes icin guzel bir kitap.