“O, zihin kalemini hayat mürekkebine daldırıp sade dili, kendine has üslûbu ve muhasebeci titizliğiyle özenerek yazmış bu kitabı. Kimi zaman kendi yaşadığı, kimi zaman yakın çevresinde şahit olduğu, bazı sayfalarda da doğruluğunu teyit ettirdiği esprili, dramatik, duygusal, çarpıcı ve şaşırtıcı yaşanmış olayları aktarıyor okura. Şu kadim bir gerçektir ki şehirlerin keşmekeşinden uzaklaşan ve yüksek tenhalarda arayışını sürdüren her “düşünür”ün idrak melekesi açılacaktır. Kandıl’daki baba yadigârı bağına çekilip bir münzevî gibi yaklaşık on yıldır satır satır özümseyerek okuduğu Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin eserlerinin serin gölgesinin, üzerine düştüğünü de fark edeceksiniz yazdıklarında. Abp bir muhasebeci. Ama O’nu diğerlerinden ayıran, bu kitapla, şu ana kadarki ömrünün deyim yerindeyse muhasebesini yapıp sonraki nesillere, hayata dair, mesleğinin tabiriyle bir “z raporu” çıkarması. “Bir” dediğime bakmayın; ikinci, üçüncü ve dördüncü kitap da ağzı açılmamış nice orijinal (çünkü yaşanmış) öykü ile yayımlanmayı bekliyor. Kapakta “Maraş Anlatıları 1” yazılmasının sebebi de bu. Eserin müellifinin ikameti olan Maraş’a dair birkaç cümle etmezsek “Sunuş” eksik kalacaktır: Coğrafi konumunu, bazı yanlış bilenleri tashih etmek için belirtmekte fayda var. Bilgi yarışmalarının şaşırtmacasıdır “Kahramanmaraş Türkiye’nin hangi bölgesindedir?” sorusu. Harita Akdeniz Bölgesi’nde olduğunu gösterir. İklim olarak kent merkezi ve batısı öyledir. Ancak kültürü, iktisadı, sosyolojisi ve insanı İç Anadolu’nun, Güneydoğu Anadolu’nun ve Doğu Anadolu’nun dışında değildir. Zira dört yanına da birer parçasını salmıştır Maraş. Anadolu’nun Akdeniz eteklerinde, her bakımdan “Küçük Türkiye” gibidir Maraş. Kadim zamanlardan beri yönler arasındaki geçiş-geliş güzergâhıdır. Toprağı kadar insanı da bereketlidir, özellikle sanat, edebiyat ve şiir açısından...
Kitap Yorumları - (0 Yorum)