“Hepimiz bir başkasının batığı, bir başkasında kayıp olanız ve bunun hiçbir anlamı yok.”Bir süredir yaratma heyecanı sekteye uğramış olan yazar Delphine, L. adında bir gölge yazarla tanışır. Bu sırada imzasız bir tehdit mektubu alır. Bunu kimin yazdığını araştırırken L.’yle samimiyeti de artar. İki kadının hayatları yavaş yavaş iç içe geçer ve Delphine, L.’nin tutkulu kişiliğinin etkisi altına girerek zamanla hem birey hem de yazar olarak kendi kimliğini sorgulamaya başlar.Delphine de Vigan, günümüz Fransız edebiyatının sevilen yazarlarından. Gerçek Bir Hikâyeden Uyarlanmıştır, psikolojik gerilimden üstkurmacaya çeşitli katmanlarıyla, Fransa’da ve yayımlandığı diğer ülkelerde eleştirmenlerin övgülerini topladı.– 2015 Renaudot Ödülü –
Psikolojik gerilim tarzında olduğunu söyleyen arkadaşlara güvenip atmıştım sepete. Türü psikolojik gerilim mi o tartışılır ama benim psikolojimi bozduğu kesin. Tıkanan bir musluk gibi akmadı kitap. Roman olarak değil de daha çok bir yazarın otobiyografisini okuyormuşum gibi hissettim. L. karakterinin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu başlarda çözemedim. L. ile yazar arasındaki ilişki gizemli geldigi için kitabı yarım bırakamadım. Gereksiz bulduğum yerleri atladım çünkü atlamasaydım başıma bir huni geçirip gezecektim.
Kitabın ilk yarısı çok ama çok sıkıcıydı. Sayfa 170’den sonra anlatım berraklaştı, sadeleşti, kolay okumamı sağladı. Kitap bitince “ilk 170 sayfayı bu kadar uzatmaya ne gerek vardı?” diye de düşünmeden edemedim.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Psikolojik gerilim tarzında olduğunu söyleyen arkadaşlara güvenip atmıştım sepete. Türü psikolojik gerilim mi o tartışılır ama benim psikolojimi bozduğu kesin. Tıkanan bir musluk gibi akmadı kitap. Roman olarak değil de daha çok bir yazarın otobiyografisini okuyormuşum gibi hissettim. L. karakterinin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu başlarda çözemedim. L. ile yazar arasındaki ilişki gizemli geldigi için kitabı yarım bırakamadım. Gereksiz bulduğum yerleri atladım çünkü atlamasaydım başıma bir huni geçirip gezecektim.
Kitabın ilk yarısı çok ama çok sıkıcıydı. Sayfa 170’den sonra anlatım berraklaştı, sadeleşti, kolay okumamı sağladı. Kitap bitince “ilk 170 sayfayı bu kadar uzatmaya ne gerek vardı?” diye de düşünmeden edemedim.