Galatasaray Lisesi'nin önünde birikmiş kalabalık, geleni derin ve biraz da hasetli bakışlarla süzüyor, sokakların tenhalaşmasını bekliyordu. Yüzlerinde bir huzursuzluk, bir beceriksizlik ilk bakışta dikkati çekecek kadar aşikar ve sabırsızdı." "... Kalabalık Taksim Meydanı"na yürürken geçtiği her yeri yakıp yıkıyordu... Lion yanıyordu. Birisi bütün vitrinleri ateşe vermişti. Binanın içindeki duman, görülebilecek ne varsa hepsini örtmüştü... İnsanların yüzünde sevinç vardı. Vitrinler parçalanmış, eşyalar sokağa dökülmüştü. Müslüman mağazalar bayraklarını asmışlar ve milli bir saygı ümidiyle paçayı kurtarmayı amaçlamışlardı..." "Vilayet binasının etrafını polisler çevirmişti. Adnan Bey, kontrolün elden çıktığı bu hadisede daha fazla görünmek istemiyordu. ... Küçük bir gözdağı vermenin ölçüleri kaçmış, kısa sürede bir savaş alanı yaratmıştı..." Yılmaz Karakoyunlu Güz Sancısı'nda, Türkiye tarihinde kara bir leke gibi duran 6-7 Eylül Olayları'nı, Rum, Ermeni, Yahudi azınlıkların ülkelerini terk etmek zorunda kalışlarını, kendine has üslubuyla roman kurgusu içinde anlatıyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hatanın, zulmün ve aşkın dili, dini, milliyeti yok
Çok güzel ve spesifik bir konu işlenmiş güzel bir anlatımı var tavsiye ederim
merak ettiğim bir eserdi
6-7 eylül olayları kapsamında Rumlara yapılan çirkin saldırıların ışığında yaşanan bir aşk öyküsü…
Konu mükemmel.İşlenmesi gereken bir tarih.Fakat dil bana çok ağır geldi.Devrik cümleler ve eski kelimeler beni biraz uzaklaştırdı kitaptan.