Bir yanda gerçekten de on üç yıldır önemsediğim ve kendisine değer verdiğim Hanefi Avcı, diğer yanda da korunmasının gerekliliğine inandığım ve Türkiye’deki demokrasinin gelişmesi bağlamında azımsanmaz bir misyon ve vizyon yüklenmiş olan yirmi iki yıldır tanıdığım / bildiğim / sevdiğim ve her gün daha da iyiye doğru gittiğini gördüğüm emniyet teşkilatı…Bir yanda, polise haksız saldırılar yapıldığında onun savunulmasının gerekliliğini 1997 Susurluk olayında gösteren Hanefi Avcı, diğer yanda da en ağır bir şekilde teşkilata saldırarak, kendini haklı çıkarmaya çalışan ve fakat ‘isimsiz Anadolu çocuklarını’ hırpalayan / ezen / sindiren bir Hanefi Avcı…Bir tarafta kitabını yazana kadar ‘Abim’ diye düşündüğüm bir insan, diğer tarafta da yıllardır tanıdığım Anadolu, Mustafa, Şevki, Emre, Celal, Metin, Serdar, Ayhan, Sevgi, Özgür, Ercan, Adnan, Özlem gibi adlarını sayamadığım ama çok yakından tanıdığım yüz binlerce emniyetçi olan ve yüz akı çalışmalara / başarılara imza atan arkadaşlar ve onların Hanefi Avcı’ya karşı haklarının, hukuklarının korunması…İşte bu duygular içinde Hanefi Avcı’nın yazdığı kitabı okudum… Ve okuduklarım ile ilgili kendi düşüncelerimi de bir seri kitap halinde sistematize ettim. Cemaat ve Fethullah Gülen hakkındaki iddialarını ele aldım. Kitabın ilerleyen sayfalarında, Hanefi Avcı, cemaat, emniyet teşkilatı, cemaatçi polisler gibi konularda aradığınız pek çok şeyi eminim ki bulacaksınız… Elbette Hanefi Avcı’nın (ç)enesi ve para(noya)ları hakkında da bilgi sahibi olarak…
Günümüz popüler yazarlarından Önder Aytaç ile Hanefi Avcı’ nın, benzer konular üzerinde -bir nevi düello denilebilir- yazdıkları kitaplardan biridir bu kitap. Siyasi içerikli bir çalışma…
Bir teşkilatın sadece artılarını anlatmak ve şu an tutuklu bulunan bir Emniyet müdürünü tekrar tekrar yerden yere vurmak. Konu kısaca bu, zaten kitapta kısa. Yazarın tavrını örnekleyecek olursak; 1945 yılında 2.Dünya savaşı sona erdiğinde Harap halde olan Almanya’ya savaş ilan eden zamanın hükümetinin dillere destan tavrı ile aynı.
Hanefi Avcı’nın kitabında geçen konulardaki çelişkilerin üzerine yoğunlaşılmış bir çalışma. Mesela Hanefi Avcı Susurluk skandalı sonrası yaptığı konuşmalarda polisleri yere göğe sığdıramazken, yazdığı kitabında ise polisleri yetersizlikle, bilgisizlikle ve iyi eğitilmemişlikle yermesi. Askeri savcılığa çağrılmadığı halde gidip ifade vermesine rağmen sivil savcılıkta susma hakkını kullanması gibi konularla birlikte, Devrimci Karargah örgütü üyesi Necdet Kılıç ile olan telefon görüşmelerine yer verilen güzel bir kitap olmuş.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bu gün kaçak durumundaki bir kişin yazdıkları….
Günümüz popüler yazarlarından Önder Aytaç ile Hanefi Avcı’ nın, benzer konular üzerinde -bir nevi düello denilebilir- yazdıkları kitaplardan biridir bu kitap. Siyasi içerikli bir çalışma…
OKUNMASINI ISTEDIGIM YINE SIYASI BIR KITAP….
Bir teşkilatın sadece artılarını anlatmak ve şu an tutuklu bulunan bir Emniyet müdürünü tekrar tekrar yerden yere vurmak. Konu kısaca bu, zaten kitapta kısa. Yazarın tavrını örnekleyecek olursak; 1945 yılında 2.Dünya savaşı sona erdiğinde Harap halde olan Almanya’ya savaş ilan eden zamanın hükümetinin dillere destan tavrı ile aynı.
Hanefi Avcı’nın kitabında geçen konulardaki çelişkilerin üzerine yoğunlaşılmış bir çalışma. Mesela Hanefi Avcı Susurluk skandalı sonrası yaptığı konuşmalarda polisleri yere göğe sığdıramazken, yazdığı kitabında ise polisleri yetersizlikle, bilgisizlikle ve iyi eğitilmemişlikle yermesi. Askeri savcılığa çağrılmadığı halde gidip ifade vermesine rağmen sivil savcılıkta susma hakkını kullanması gibi konularla birlikte, Devrimci Karargah örgütü üyesi Necdet Kılıç ile olan telefon görüşmelerine yer verilen güzel bir kitap olmuş.