1930’ların başlarında Yeni Gün gazetesinde yayımlanan bu yazılarda İstanbul’un ve sosyal hayatımızın geçirdiği hızlı dönüşüm, Fatih Çarşambalı Hanife Hanım’ın şahitliğiyle anlatılıyor. Mahmut Yesari’yi yanına katarak sinemalardan futbol, boks maçlarına, yılbaşı partilerinden Güzel Sanatlar Akademisi’ne İstanbul’u semt semt, mekân mekân gezen insancıl Hanife Hanım, karşılaştığı tiplerle son derece eğlenceli sohbetler yapıyor. Devrin türedi zenginlerinden matbuat emekçilerine, İbrahim Çallı, Neyzen Tevfik, Şükûfe Nihal, Osman Cemal gibi ünlülerine kadar sanatçı, gazeteci, siyasetçi birçok ismin dahil olduğu bu karşılaşmalar, bize zengin bir modern Türkiye haritası sunuyor. “[Mahmut Yesari’nin] asıl kıymeti hayatında kavranmış değildir, ölümünden ve nesillerden sonra değeri artacak ediplerdendir.”Refik Halid Karay “Mahmut Yesari, kendisinde ve benzerlerinin şahsında zürriyeti kurumaya yüz tutmuş bir bohem neslinin son mümessillerindendi. (…) Mahmut Yesari’nin ölümü, Türk edebiyatını ve gazeteciliğini benzeri az bulunur bir rikkat ve fazilet örneğinden mahrum bıraktı.”Peyami Safa #edebiyatımızınmirası #babıali #istanbul #sokak #insanlar #matbuat #eskizamanlar
14 “macera” ve 1 perdelik tiyatro oyunundan oluşan kitapta 1930’lu yılların sanat ve edebiyatçıları gelip geçiyor. Hanife Hanım’ın Mahmut Yesari’yle aralarındaki tatlı-sert atışmaları bana Hacivat-Karagöz “muhavere”lerini hatırlattı. Hanife Hanım, elde karga burun şemsiye, kulaktan atma gözlüğü ve çarşaflı haliyle, “modern” her yerde gözüküyor, futbol maçına bile gidiyor. Arada gazoz diye -elbette bilmeden- şampanya da içiyor (!) Kitap, atasözleri ve deyim meraklıları için bulunmaz Hint kumaşı. Eski İstanbul’a dâir epey bi’ malzeme de satır aralarına serpiştirilmiş. Fatih Çarşambalı ve “mütedeyyin” Hanife Hanım, kitabın kapağındaki Ramiz imzalı karikatürde başı açık ve kısa etekli olarak görünüyor! Can Yayınları’nın daha önce yayınladığı: İstanbul’un Antika Tipleri ve Bâbıâli Hatıraları adlı kitaplarla birlikte okunmalı…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
14 “macera” ve 1 perdelik tiyatro oyunundan oluşan kitapta 1930’lu yılların sanat ve edebiyatçıları gelip geçiyor. Hanife Hanım’ın Mahmut Yesari’yle aralarındaki tatlı-sert atışmaları bana Hacivat-Karagöz “muhavere”lerini hatırlattı. Hanife Hanım, elde karga burun şemsiye, kulaktan atma gözlüğü ve çarşaflı haliyle, “modern” her yerde gözüküyor, futbol maçına bile gidiyor. Arada gazoz diye -elbette bilmeden- şampanya da içiyor (!) Kitap, atasözleri ve deyim meraklıları için bulunmaz Hint kumaşı. Eski İstanbul’a dâir epey bi’ malzeme de satır aralarına serpiştirilmiş. Fatih Çarşambalı ve “mütedeyyin” Hanife Hanım, kitabın kapağındaki Ramiz imzalı karikatürde başı açık ve kısa etekli olarak görünüyor! Can Yayınları’nın daha önce yayınladığı: İstanbul’un Antika Tipleri ve Bâbıâli Hatıraları adlı kitaplarla birlikte okunmalı…