"Kendimizi yaşayamıyoruz, tanıyamıyoruz. Doya doya üzülemiyor, doya doya sevinemiyoruz. Çevremize uyma, başkalarına göre yaşama endişesi, iç dünyamızı geliştirmemizi engelliyor. İçi olmayan, sığ insanlar oluyoruz. Çok az sözcükle konuşuyoruz. Yargılarımızı basmakalıp, dünyayı algılayışımız sıradan; sürünün silik "koyunları" olup çıkıyoruz.Hayat öylesine zengin ki! Bu zenginliği yaşamanın elbette biyolojik, sosyolojik, politik, ekonomik, düşünsel, ideolojik, inançlarımızla ilgili koşulları var. Bu koşulları aşabilmenin temel koşullarından biri, hayata karşı tavrımızı değiştirmekten geçiyor: "Bu kadar değil" hayat! "Ben bu kadar değilim." Ötelerde bir can var. Olağanlığı içine tıkıldığımız hayatın olağanüstülüğü var. Hemen önümüzde.Gözlerimizin önünde. Göremiyoruz.
biraz sıkabilir çünkü tekrarlanan kelime sayısı çok fazla. Yarıda bırakma ihtimaliniz çok yüksek fakat baş ucu kştabı yaparak arada sırada okuyarak sonuna gelebilirsiniz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
biraz sıkabilir çünkü tekrarlanan kelime sayısı çok fazla. Yarıda bırakma ihtimaliniz çok yüksek fakat baş ucu kştabı yaparak arada sırada okuyarak sonuna gelebilirsiniz.
Ahmet İnam bir felsefeci bu toprakların felsefecisi incelikli denemelerden oluşan bu kitabı keyifle okuyacaksınız
güzel bir felsefi kitap olmuş beğenerek okudum..
Yazar hayata dair bilgi ve düşüncelerini,felsefik olarak okuyucu ile bir sohbet havasında paylaşmış.
okuyup değerlendirmemiz gereken bir kitap..