Saat 8.05, otobüs tıklım tıklım. “Dıtt, tam kart; son iki biniş.” Boğucu bir hava var. Pencere kenarında oturan insanlar uyuklarken, en arkaya doluşmuş gençler arasında devam eden bir muhabbet… Kulaklıklı bir genç sırt çantasını yolculara çarptırarak arkaya doğru ilerlerken otobüsün içinde insan yüzlerinden camlara, tavana ve yere oradan da kulaklara çarpan homurtu ağır ağır yükselerek kulağındaki müzikle karışıyordu. İki kere yıkanamadığımız şehrin bu sokaklarında birbirlerinin farkında olmadığı halde arkadaşlıklar kuran yahut birbirlerini çok iyi tanıdıklarını sanıp yol yürüyen insanların hikâyeleri şaşırmamız için yeterli olmayacak. Hiçbir Özelliği Olmayan Adamın Hikâyesi; İnsan hâllerine düşürülen bir iz düşüm.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)