Ölüme doğru akan bir hayatın portresidir İvan İlyiç’inki. Onun en nefret ettiği şey yalandır ve etrafındaki herkesin gözünde gördüğü şey apaçık gerçeğe ihanettir. Tolstoy’un sıradan ve basit olduğu için korkunç olarak tanımladığı bir hayatı vardır. Birbirinin aynısı günler, karanlığa doğru akması dışında neredeyse donuktur. İvan İlyiç’in Ölümü de sıradan mı olacaktır?“Ne önemi var? Hiçbir anlamı yok.” dedi kendi kendine, yattığı yerden karanlığa bakarak. “Ölüm. Evet, ölüm. Hiçbiri bilmiyor, bilmek de istemiyor; bana acımıyorlar. İşte, piyano çalıyorlar.”
Tolstoy’un 88 sahifelik kısa, sürükleyici bir romanı. Başlayınca elden bırakılmadan hemen bitirilebilecek akıcı bir roman. Ben çok beğendim. Ölmek üzere olan birine çevresinin, dostlarının sahte davranışları ve vefasızlıkları ile bu dünyanın gerçekten boş ve yalan olduğu işlenmiş. Boşuna yalan dünya denmemiş.
İvan İlyiç hasta yatağında ölümü beklediği sırada kendi hayatında kendine yer olmadığını fark eden bir adamın hikayesidir. İvan İlyiç “başarılı” bir yargıçtır. Evliliğinin başlarında mutlu olsa da sonrasında karısının farklı yüzüyle karşılaşıp evliliği de mutsuz bir hal alır.
“İvan İlyiç’in hikayesi basit ve herkesin yaşadığı gibi en fecilerinden biriydi.” Kitaptaki bu bölüm bile birçok şeyi açıkladığını düşünüyorum. Birçoğumuz toplum tarafından dayatılan hayatı yaşıyoruz ve birçoğumuz bunu hiç fark etmezken birçoğumuz da İvan İlyiç gibi ölüm yatağında fark ediyoruz.
Hepimiz öleceğimizi bilsek de içten içe hiç ölmeyeceğimiz inancını benimsiyoruz. Tolstoy bunu kitabında harika bir şekilde anlatmış. “
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Tolstoy’un 88 sahifelik kısa, sürükleyici bir romanı. Başlayınca elden bırakılmadan hemen bitirilebilecek akıcı bir roman. Ben çok beğendim. Ölmek üzere olan birine çevresinin, dostlarının sahte davranışları ve vefasızlıkları ile bu dünyanın gerçekten boş ve yalan olduğu işlenmiş. Boşuna yalan dünya denmemiş.
Bi oturuşta bitirdim çok akıcı bi kitap
İvan İlyiç hasta yatağında ölümü beklediği sırada kendi hayatında kendine yer olmadığını fark eden bir adamın hikayesidir. İvan İlyiç “başarılı” bir yargıçtır. Evliliğinin başlarında mutlu olsa da sonrasında karısının farklı yüzüyle karşılaşıp evliliği de mutsuz bir hal alır.
“İvan İlyiç’in hikayesi basit ve herkesin yaşadığı gibi en fecilerinden biriydi.” Kitaptaki bu bölüm bile birçok şeyi açıkladığını düşünüyorum. Birçoğumuz toplum tarafından dayatılan hayatı yaşıyoruz ve birçoğumuz bunu hiç fark etmezken birçoğumuz da İvan İlyiç gibi ölüm yatağında fark ediyoruz.
Hepimiz öleceğimizi bilsek de içten içe hiç ölmeyeceğimiz inancını benimsiyoruz. Tolstoy bunu kitabında harika bir şekilde anlatmış. “
bi oturuşta okuyup bitirebileceğiz cep boy olmasından dolayı toplu taşımada vs. rahatça okuyabileceğiniz mis gibi bi kitap tavsiye ediyorum
İnsan ne ile yaşar ı pek beğenmedim ama bu güzel gbii duruyor