Anılar, unutulmaktan kurtarılanlardır. Bu amaçla yola çıkan Kurman Adiloğlu, Jandarma, Komando ve mesleğinin ilerleyen dönemlerinde Jandarma Pilot olarak görev yapan bir Türk subayı… Böyle olunca muazzam bir tecrübe birikimi ve anılarla dolu bir yaşam karşımıza çıkıyor. Kendisi “Kaf Dağı’ndan Hakkâri’ye” adlı kitabında anılarını ve başından geçenleri siz okuyucularımızla paylaşıyor. İyi de yapıyor, kısaca anılarını unutulmaktan kurtarıyor…Kitap içerisinde neler mi var?Sam Amca komplolarının karanlığında Irak sınırında neler yaşandı? Kurman Teğmen, nasıl “Kurmay Teğmen” oldu?Genelkurmay Başkanı Org. Üruğ, teğmenleri hangi olay üzerine TSK’den atmaya niyetlendi? Niyetinden nasıl vazgeçti?Efsane subay Kâşif Kozinoğlu ile yollar nasıl çakıştı? Sınırdan Türkiye tarafına geçen kaçak at kimin atı çıktı?Humeyni rejiminden kaçan İran Şahı’nın helikopter pilotu neler anlattı? Terörist diye vurulan Humeyni’nin subayı Türkiye’de ne arıyordu?Bir “Erkekçe” dergisinin karşılığı kaç litre mazottur?Alyuva Jandarma Karakolu’nda bir günlük yaşam nasıl geçiyordu? Kadın kılığındaki uyuşturucu kaçakçısı nasıl tespit oldu?Komutanın çakmağı helikopter içerisinde patlayınca neler yaşandı?…Ve daha birçok anı, olay ve yaşanmışlık… İyi okumalar.
Kapakta helikopter gördüğünüz için çok fazla pilotluk anıları beklemeyin. Kitap daha çok yerdeki komutanlık anılarından oluşuyor. Ama yine de dönemin koşullarını geçmişi ile de kurgulayarak güzel bir anlatım çıkmış.
Aslında Adiloğlu hikayesini yazmayı yarım bırakmış. Kitabın çoğu ağırlıklı olarak Teğmen rütbesinde iken görevlendirildiği karakoldaki yaşamışlıklarından oluşuyor. Yazar sivil yaşamındaki mücadelesinden de söz etseydi de bizlerde yeni şeyler öğrenme fırsatına sahip olsaydık. Kim bilir belki burayı okur da belki kalan hikayesini de yazar.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Sürükleyici ve güzel bir kitap olmuş elinize sağlık
Kapakta helikopter gördüğünüz için çok fazla pilotluk anıları beklemeyin. Kitap daha çok yerdeki komutanlık anılarından oluşuyor. Ama yine de dönemin koşullarını geçmişi ile de kurgulayarak güzel bir anlatım çıkmış.
Aslında Adiloğlu hikayesini yazmayı yarım bırakmış. Kitabın çoğu ağırlıklı olarak Teğmen rütbesinde iken görevlendirildiği karakoldaki yaşamışlıklarından oluşuyor. Yazar sivil yaşamındaki mücadelesinden de söz etseydi de bizlerde yeni şeyler öğrenme fırsatına sahip olsaydık. Kim bilir belki burayı okur da belki kalan hikayesini de yazar.