Güneş yaklaştıkça çirkinleşiyordu. Sakız ağaçlarından mastik toplamak için sıcak bir gündü. Genç kızlar ve kadınlar gölgeliklerde, denizin içinde eğleşip serinliğin inmesini bekliyorlardı. Serinde mastikler toplanacak, kuruyunca yara merhemleri, bakım kremleri yapılacak, muhallebiye kurabiyeye dondurmaya katılacak, mastika ve likör için mayalanacak, belki güvece ekmek hamuruna katılacaktı. Sakız Adası’nın muhassılı Giritli Aziz Efendi, işte böylesi bir günde devlet işlerine bir müddet ara verip güneşin hararetiyle bayılmaya talip kendini kırlara attı. Kullar Cidarı, hayal ve gerçek arasındaki gölgede yaşayan insanların renkli hikâyeleri. Çevrelerinde tabiat olanca ihtişamı ve gücüyle kendini gösterirken insanın fıtratı değişmiyor: Seviyor, kıskanıyor, işkilleniyor, ölüyor ama geride türlü ağaç, bitki ve hayvanlarla örülü zengin hikâyeler bırakıyor.
Yazarın çocukluğunu ve hayal dünyasını besleyenleri kendi dilinden dinleyince hiç şaşırtıcı gelmedi. Çocukluğumuzda korkutulduğumuz cinlerin hayatımızda ki yerleri aslında biraz da anlatılanlar.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Farklı alanlar, farklı konular bir araya gelip bir öyküde nasıl bütünleşebiliri görebilirsiniz. İlk kitap fakat oldukça iyi bir kalem.
Kullar Cidarı, hayal ve gerçek arasındaki gölgede yaşayan insanların renkli hikâyeleri… Sürükleyici bir dile hâkim..
Yazarın çocukluğunu ve hayal dünyasını besleyenleri kendi dilinden dinleyince hiç şaşırtıcı gelmedi. Çocukluğumuzda korkutulduğumuz cinlerin hayatımızda ki yerleri aslında biraz da anlatılanlar.
birbirinden güzel öyküler , akıcı bir dili var, severek okudum.