Osmanlı Devleti, “Doğu Sorunu” başlığı altında 19. yüzyıl diplomasisinin başlıca çatışma alanı oldu. Doğulu kimliğini giderek kaybeden, fakat “ıslahat” ya da “çağdaşlaşma”yı da bir türlü başaramayan Osmanlı toplumu, bu yüzyılda her köşesini arşınlayan bir gezginler ordusunun hayal gücünü kamçıladı. Dahası, çok sayıda düşünür ve bilim adamının gözlem ve analizine de malzeme teşkil etti. Öyle ki bunlar arasından, Auguste Comte gibi, Osmanlı devlet adamlarına reform tasarıları sunanlar bile çıktı. Oysa bu konuda en nüfuz edici çözümlemeleri, Osmanlı toplumunu sadece genel ve nesnel veriler çerçevesinde yorumlamakla yetinmeyen, fakat yıllarca gazeteci olarak da izleyen Marx ve Engels yaptılar. Bu çözümlemeler kapitalizmin eşitsiz ve bağlantılı gelişme yasası içinde Osmanlı dönüşümünü ve bu bağlamda sanayileşme ve uluslaşma süreçlerini engelleyen öğeleri de aydınlatıyordu. Kitaba adını veren bu ilk bölümde Türk göçleri, Osmanlı-Bizans sembiyozu ve reform girişimleri konusunda çarpıcı gözlemlerde bulunmuş, Kırım Savaşı’nı günü gününe izlemiş ve Mithat Paşa’nın hüsranla biten devrim girişimini de desteklemiş olan Marx ve Engels’in yorumları özetleniyor, sonuçlar çıkarılıyor. Devam eden bölümlerde ise “Reform” ve uluslaşma” konuları ayrıntılandırılıyor. “Osmanlı Toplumunda İç ve Dış Göçler”, “Osmanlı Devleti, Aydınlanma ve Ulus-Devlet”, “Tanzimat’tan Jön Türkler’e: Ulusal Sorun” ve “Kutsal Savaş, Devrim ve Atatürk Kültü”, bu bölümlerden bazıları.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
19 yy genel durumu ele alan ve bir çok başlıktan oluşan bir çalışma yakın çağ tarihi anlamak için faydalı bir eser
güzel bir perspektif sunan bir kitap, güzel derlenmiş tavsiye ederim.
Osmanlı’yı tam anlamasa da yazar, önemli noktalara değiniyor.
Osmanlı’nın hem pek bilmediğimiz, üstün körü geçilen yönlerini hem de farklı bir bakış açısıyla incelenmesini okumak güzel, tavsiye ederim.
Doğu Sorunu(Türkiye) kitabını okumadan önce hazırlık olsun/neyin ne olduğunu gösterir bir örnektir diyerekten bu kitabı seçtim, umarım yanıltmaz.