Harbiye'yi birincilikle bitiren Bursalı Manavoğlu Nevres Bey, siyasi cereyanlara kapılarak ordu saflarında kendisini bekleyen parlak istikbali kaybetmiş bir askerdir.İttihat Terakki'nin iktidar yıllarını sürgünlerde geçiren Nevres Bey İttihat Terakki'nin sükutuyla İstanbul'a döndü.Bilahare İstanbul'un işgali üzerine Anadolu'ya geçerek memleketi Bursa'da Redd-i İlhak Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve gazete çıkararak Milli Mücadele'yi destekled.Sonraki gelişmelerden rahatsızlık duyarak 1924'de son halife Abdülmecid Efendi ile birlikte yurdu terkeden Nevres Bey Cidde savunmasını organmize etti ve Kral Abdullah'ın harbiye nazırlığını yaptı.1928'de Ürdün'de öldü.Yazar yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı bu eserde Kurtuluş Savaşı'nda Bursa'nın işgali, halkın Kuva_yı Milliye ve Ankara'nın işgal karşısındaki tutumları ile Yunanlıların zulümleri ve Yunanlılarla yapılan çatışmaları anlatmakta ve 20'li yılların Bursası hakkında bilgi vermektedir.
İttihat Terakki ile Ters düştüğü için Subaylıktan atılan ve sürgüne gönderilen Manavoğlu Nevres Bey 1918 yılında İttihat ve Terakki Liderlerinin yurt dışına kaçıp partinin çökmesiyle İstanbul’a döner. Artık ülkenin çeşitli yerlerinde Yunan işgali başlamıştır ve Bursa da o yerlerden biridir. Kendi Bursalı olduğu için Bursa’ya geçer ve Bursa Redd-i İlhak Cemiyetinin kuruculuğunu yapar. Kitabında, Bursada yaşayan bir ailenin üzerine kurgulu olarak Bursa’nın Yunanlılarca işgalini ve Bursa halkının ilk zamanlar gösterdiği tepkisizliği ve teslimiyetçiliği anlatıyor. İnegöl bölgesine değiniyor ve buralardaki aynı teslimiyetçi yaklaşımı da üzüntülerle anlatıyor. Kitap, halkın bilinçlendirilerek işgale karşı savaşa hazır hale getirilmesiyle son buluyor. Sıkça Osmanlıca kelimerle dolu olmasına rağmen rahat okunabilir bir kitap, ancak daha da sadeleştirilebilirdi diye düşünüyorum.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
İttihat Terakki ile Ters düştüğü için Subaylıktan atılan ve sürgüne gönderilen Manavoğlu Nevres Bey 1918 yılında İttihat ve Terakki Liderlerinin yurt dışına kaçıp partinin çökmesiyle İstanbul’a döner. Artık ülkenin çeşitli yerlerinde Yunan işgali başlamıştır ve Bursa da o yerlerden biridir. Kendi Bursalı olduğu için Bursa’ya geçer ve Bursa Redd-i İlhak Cemiyetinin kuruculuğunu yapar. Kitabında, Bursada yaşayan bir ailenin üzerine kurgulu olarak Bursa’nın Yunanlılarca işgalini ve Bursa halkının ilk zamanlar gösterdiği tepkisizliği ve teslimiyetçiliği anlatıyor. İnegöl bölgesine değiniyor ve buralardaki aynı teslimiyetçi yaklaşımı da üzüntülerle anlatıyor. Kitap, halkın bilinçlendirilerek işgale karşı savaşa hazır hale getirilmesiyle son buluyor. Sıkça Osmanlıca kelimerle dolu olmasına rağmen rahat okunabilir bir kitap, ancak daha da sadeleştirilebilirdi diye düşünüyorum.