Hristiyanlığın İslam algısı ve İslamiyet’e yaklaşımı, İslam’ın Hristiyan algısı ve Hristiyanlığa yaklaşımıyla tam bir karşıtlık içinde oluşmuştur. Bu karşıtlığın temelinde iki farklı güdü yatmaktadır. Başlangıçta Hristiyanlık, ortaya çıkışından hemen sonra hızla yayılan, doğuda Hindistan ve Çin sınırlarına, batıda ise Kuzey Afrika ve Akdeniz’i aşarak Avrupa’nın içlerine ulaşan İslam’a karşı hayatta kalma içgüdüsüyle hareket etti, saldırısı altında bulunduğu din ve uygarlık hakkında bilgi edinme ihtiyacı duydu. Üstelik Hristiyanlar İslam uygarlığına baktıklarında pek çok açıdan kendilerinden daha üstün bir uygarlık gördüler. Bu olgu Hristiyanları, bu yeni uygarlığın dillerine ve kültürlerine ilgi duymaya zorluyordu. Oysa, İslamiyet’in Hristiyanlık ile ilgili bu tür kaygıları yoktu. Müslümanlar, gerçek dine ve üstün güce sahip olma duygusuyla inançlarını dünyanın geri kalanına yaymakla yükümlüydüler. İslam devleti dünya üzerindeki tek meşru güç ve İslam toplumu da etrafı barbarlık ve inançsızlığın karanlığıyla çevrili, aydınlanma ve hakikatin tek kaynağıydı. Kendi üstünlüğüne inancı tam olan ve bununla gurur duyan İslam uygarlığı, kuzeyin soğuk ve sefil topraklarındaki kâfir barbarları küçümsüyor ve görmezden geliyordu. Öyle ki, Müslümanlar modern çağın başlangıcına kadar Avrupa’da ilgilerini çekecek bir şey göremediler. On dokuzuncu yüzyılın başlarında önce İstanbul’da, daha sonra da başka yerlerde Müslümanlar İslam ile Hristiyan dünyası arasındaki dengelerin sadece güç anlamında değil, bilgi bakımından da değişmeye başladığını fark ettiler ve Avrupa dillerini öğrenmek için çaba sarf etmek gerektiğini anladılar. Bernard Lewis, Müslümanların Avrupa’yı Keşfi adlı kitabında İslamiyet’in Hristiyanlık algısı ve Hristiyanlığa yaklaşımındaki değişimlerin izlerini Müslüman düşünürler ve yazarların eserlerinde arıyor. Lewis’in bu arayışı Müslümanların Batı hakkındaki bilgilerini hangi kaynaklardan, ne yollarla edindiklerini ve bu bilgilerin gelişme evrelerini de açığa çıkarıyor. Zengin birinci düzey tarihsel belgelerle hem konuyu derinlemesine anlatıyor hem de bu konuda araştırma yapacaklara önemli ipuçları sunuyor.Müslümanların Avrupa’yı Keşfi herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir başyapıt.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Bir Bernard Lewis klasiği daha. Türkiye’de hakkında çıkan tüm haberlere rağmen Batı dünyasında Türkiye tezlerini destekleyen tam bir entellektüel.. Tüm kitaplarını okuyan biri olarak diyebilirim ki Bernard Lewis’i geçebilecek bir isim tanımıyorum…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bernard Lewis’ in yazım tarzını çok beğeniyorum.
Çok yönlü bir şarkiyatçı olan Bernard Lewis’in kalitesine yaraşır bir çalışma olmuş.
Hristiyanların İslamiyet algısının tarihsel geçmişini anlamak için güzel bir eser
bir ortadağu uzmanından çok iyi bir eser daha
Bir Bernard Lewis klasiği daha. Türkiye’de hakkında çıkan tüm haberlere rağmen Batı dünyasında Türkiye tezlerini destekleyen tam bir entellektüel.. Tüm kitaplarını okuyan biri olarak diyebilirim ki Bernard Lewis’i geçebilecek bir isim tanımıyorum…