Bir gün okula giden bir arkadaşı ona: "Kenan, mecbur musun çalışmaya?" demişti. O da "Mecburum, burada ev yapacağız" diye cevap vermişti. "Ama çalışırsan okula gidemezsin ki" demişti arkadaşı. Kenan mahsunlaşmış, boynunu bükmüş, "Ne yapalım, zaten yaşım da geçti." diye yanıtlamıştı. Hep boynu bükülürdü bu okul konusunu düşününce. Okul ona öyle uzak öyle erişilmez. öyle hüzünlü gelirdi ki? Hüzünlü bir tatlılıkla, özlemi yüreğini yakarcasına düşünürdü okulu. Kaç kere okulun bahçesinin duvarını okşamıştı geçerken. Elini duvara değdiriyor, duvar boyunca parmaklarını sürtüyordu yürürken. İşe gider hiç başka yoldan, hatta yolun karşı tarafından bile geçmez, okul duvarının dibinden giderdi. Yürürdü sevdayla o yolu, yürürdü özlemle; ama umutlu değil umutsuzca... Hele bir de bahçedeyse çocuklar hele cıvıl cıvıl sesleri geliyorsa ve koşuşturuyorlarsa oradan oraya; yanardı yüreği Kenan'ın, yanardı da kavrulurdu...
Kitap Yorumları - (0 Yorum)