Arthur Miller’in bir saticinin ve ailesinin hayati uzerinden modern Amerikan toplumunu elestirdigi seckin bir oyun. Kimbilir “Buyuk Amerikan Hayali” nin pesinden giden ama bir turlu basarili olamayan kac tane Willy var etrafimizda. Charlie’nin Willy’ye dedigi gibi “Bu dunyada sahip oldugun tek sey satabildigin seydir”. Kapitalizmin hukum surdugu bir yasam tarzinin parolasi budur: sahip oldugun tek sey satabildigindir. Satamadigin birsey hicbir isine yaramaz. Boyle bir sistemde mutlu olmanin tek yolu kendi sinirlarinin fakrina varip o olcude basarinin pesinde kosmak olur. Biff cogu kez babasina bunu anlatmaya calissa da Willy hep gerceklerden kacmayi tercih eder. Fakat kacamaz…Kendi sosyal yapimiza ve cevremize dair cok sey bulabilecegimiz cok basarili bir yapit.
Satıcının Ölümü bir tiyatro klasiği.İlk sayfaları biraz sıkıcı olsa da 20-25 sayfadan sonra insan alışıyor ve elinden kolay kolay bırakamıyor.Yaşlı bir pazarlamacının artık maaş alamaması ve komisyonla çalışmak zorunda kalmasını, bir taraftan da 34 ve 32 yaşlarındaki oğullarının iyi bir iş bulabilmesi ve toplumda iyi bir yer edinip edinemeyeceği endişesini taşıması konuyu oluşturuyor.Piyesteki olaylar ABD’de gerçekleşiyor olsa da aslında her ülke de yaşanabilecek toplumsal olgular ele alınmış.”Satıcının Ölümü”nün klasikler arasında yer alabilmesi de mekanın ve benzer olayların bütün ülkelere hitap etmesinden kaynaklanıyor. Bu benim okuduğum ilk tiyatro eseriydi ve oldukça beğendim.Bu kitabı herkese tavsiye ederim.Eminim siz de beğeneceksiniz.
Satıcının Ölümü, klasikleşen bir eser.Akıcı bir üslup sözkonusu, ilk yirmi sayfadan sonra eseri elinizden bırakmak pek kolay olmuyor.Bazı bölümlerde Biff ve Happy’nin birden fazla kızla ilişkisi olduğundan bahsedilmesi eserin değerini düşürüyor.Amerikan yaşamını konu alsa da altmış yaşındaki bir babanın, iş yapmayan oğullarından şikayetçi davranması, bununüzerine satıcının oğullarının iş bulması, ev halkının taksit ve ödemelerden kurtulamaması gibi ülkemizde de yaşanan olayları konu ediniyor.Okumaya değer bir eser.Tiyatro türünden hoşlananlar mutlaka okusun.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Arthur Miller’in bir saticinin ve ailesinin hayati uzerinden modern Amerikan toplumunu elestirdigi seckin bir oyun. Kimbilir “Buyuk Amerikan Hayali” nin pesinden giden ama bir turlu basarili olamayan kac tane Willy var etrafimizda. Charlie’nin Willy’ye dedigi gibi “Bu dunyada sahip oldugun tek sey satabildigin seydir”. Kapitalizmin hukum surdugu bir yasam tarzinin parolasi budur: sahip oldugun tek sey satabildigindir. Satamadigin birsey hicbir isine yaramaz. Boyle bir sistemde mutlu olmanin tek yolu kendi sinirlarinin fakrina varip o olcude basarinin pesinde kosmak olur. Biff cogu kez babasina bunu anlatmaya calissa da Willy hep gerceklerden kacmayi tercih eder. Fakat kacamaz…Kendi sosyal yapimiza ve cevremize dair cok sey bulabilecegimiz cok basarili bir yapit.
Satıcının Ölümü bir tiyatro klasiği.İlk sayfaları biraz sıkıcı olsa da 20-25 sayfadan sonra insan alışıyor ve elinden kolay kolay bırakamıyor.Yaşlı bir pazarlamacının artık maaş alamaması ve komisyonla çalışmak zorunda kalmasını, bir taraftan da 34 ve 32 yaşlarındaki oğullarının iyi bir iş bulabilmesi ve toplumda iyi bir yer edinip edinemeyeceği endişesini taşıması konuyu oluşturuyor.Piyesteki olaylar ABD’de gerçekleşiyor olsa da aslında her ülke de yaşanabilecek toplumsal olgular ele alınmış.”Satıcının Ölümü”nün klasikler arasında yer alabilmesi de mekanın ve benzer olayların bütün ülkelere hitap etmesinden kaynaklanıyor. Bu benim okuduğum ilk tiyatro eseriydi ve oldukça beğendim.Bu kitabı herkese tavsiye ederim.Eminim siz de beğeneceksiniz.
Satıcının Ölümü, klasikleşen bir eser.Akıcı bir üslup sözkonusu, ilk yirmi sayfadan sonra eseri elinizden bırakmak pek kolay olmuyor.Bazı bölümlerde Biff ve Happy’nin birden fazla kızla ilişkisi olduğundan bahsedilmesi eserin değerini düşürüyor.Amerikan yaşamını konu alsa da altmış yaşındaki bir babanın, iş yapmayan oğullarından şikayetçi davranması, bununüzerine satıcının oğullarının iş bulması, ev halkının taksit ve ödemelerden kurtulamaması gibi ülkemizde de yaşanan olayları konu ediniyor.Okumaya değer bir eser.Tiyatro türünden hoşlananlar mutlaka okusun.