Orada kalsaydım, bir ömür mutlu olabilir miydim? Sanmıyorum, hayır. İnsanlar göçer, yaşlanır, ölür ve her köşebaşında bir başka güzellikle karşılaşmaya duyulan o aydınlık inanç söner, tükenir. Ya şimdi ya da hiçbir zaman; mutluluğu ancak havada uçuşurken yakalayabiliriz, yakalayacaksak. Tom Birkin, I. Dünya Savaşı’nın en kanlı çarpışmalarına sahne olan Passchendaele’den muharip gazi olarak ülkesine dönmüş, hayatı kaldığı yerden tekrar yakalamaya çalışmaktadır. Bir kilise duvarındaki, Orta Çağ’dan kalma freskin gün yüzüne çıkarılması işi için Kuzey Yorkshire’daki Oxgodby kasabasına gelir. İlk başta, bir Londralı olarak taşraya âdeta bir Marslı kadar yabancıdır; fakat taşranın sabit yaşamı ve çalışma ritmi, beraberinde imkânsız bir aşkın da kapısını aralayarak Birkin’i kısa sürede içine alır, ona savaşın yaralarını sarmasında yardımcı olur ve kendisini evinde hissettirir. Taşrada Bir Ay, yazarın deyimiyle “sonsuza dek yitirilmiş bir dönemi” ve o dönemden yadigâr kalan sevinçleri, üzüntüleri, korkuları, kızgınlıkları, hayal kırıklıklarını, umutları, hayalleri ve tabii ki emekleri unutturmamak için yollanmış, zamanın zalim eline direnen bir kartpostal gibidir âdeta. J. L. Carr, taşranın dinginliğini ve pastoral yaşantısını, imkânsız aşkın olanca hüznü ve lirizmiyle bezediği atmosferde, bir ülkenin kayıp güzelliğinin izini sürerken, unutturmamaya çalıştığı bütün o duyguların aslında hepimiz için ne kadar benzer, hatta ortak olduğunu da bizlere fısıldar. Çağdaş İngiliz edebiyatının klasiklerinden Taşrada Bir Ay, Umay Öze’nin çevirisiyle… “Carr savurgan bir yazar değildir ve hayalde canlanan geçmişe geri dönmeyi sağlayan, büyülü bir dokunuşa sahiptir.”–Penelope Fitzgerald “Modern İngiliz edebiyatında bir benzeri daha yok.”–D. J. Taylor
️Savaşta yaralanan, eşi başka bir adamla kaçıp onu terkeden, ortaçağ duvar resimlerini ortaya çıkaran ve handiyse nesli tükenmiş bir mesleğin icracısı baş kahramanımız Tom Birkin. Taşranın onu nasıl değiştirip iyileştirdiğini ve hayatın bütününden kopuk, bir rüya gibi geçen o yazın nostaljisini duyuyoruz okurken. Severek okudum, tavsiye ederim bu İngiliz Klasik novellasını.
Jaguar’dan daha önce başka kitapları okumuştum. Bastıkları her kitap mükemmel olmasa bile okuduğum için memnun etmişti beni. Bu kitabı da Jaguar bastığı için aldım ve okuduğum için memnunum.
Mükemmel bir kitaptı diyemeyeceğim maalesef. Hatta başlarda oldukça sıkıldığımı da itiraf etmeliyim. Sonlara doğru oldukça ilgi çekici oldu. Olay örgüsü biraz yavaş ilerliyordu sonlarda aniden bir tık hızlandı.
Olayları kitabın ana karakteri Tom Birkin’den dinliyoruz. Yıllar önce bir duvar ressamının yaptığı resmi gün yüzüne çıkarmaya çalışan, işini severek yapan, ressamla ve ressamın duyguları ile kendini özdeşleştiren bir kahramanımız var. İçinde yaşadığı imkansız bir aşk ama asla hataya meydan bırakmıyor. Okunası bir kitap, değişik bir konu, farklı bakış açıları..
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
️Savaşta yaralanan, eşi başka bir adamla kaçıp onu terkeden, ortaçağ duvar resimlerini ortaya çıkaran ve handiyse nesli tükenmiş bir mesleğin icracısı baş kahramanımız Tom Birkin. Taşranın onu nasıl değiştirip iyileştirdiğini ve hayatın bütününden kopuk, bir rüya gibi geçen o yazın nostaljisini duyuyoruz okurken. Severek okudum, tavsiye ederim bu İngiliz Klasik novellasını.
Çok sakin ve huzur dolu bir hikayeye tanık olmak gibi.güzeldi.
Jaguar’dan daha önce başka kitapları okumuştum. Bastıkları her kitap mükemmel olmasa bile okuduğum için memnun etmişti beni. Bu kitabı da Jaguar bastığı için aldım ve okuduğum için memnunum.
Mükemmel bir kitaptı diyemeyeceğim maalesef. Hatta başlarda oldukça sıkıldığımı da itiraf etmeliyim. Sonlara doğru oldukça ilgi çekici oldu. Olay örgüsü biraz yavaş ilerliyordu sonlarda aniden bir tık hızlandı.
Olayları kitabın ana karakteri Tom Birkin’den dinliyoruz. Yıllar önce bir duvar ressamının yaptığı resmi gün yüzüne çıkarmaya çalışan, işini severek yapan, ressamla ve ressamın duyguları ile kendini özdeşleştiren bir kahramanımız var. İçinde yaşadığı imkansız bir aşk ama asla hataya meydan bırakmıyor. Okunası bir kitap, değişik bir konu, farklı bakış açıları..