20 yy.'ın son on yılında, Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla birlikte, 5 Orta Asya ve 3 Kafkasya ülkesi beklemedikleri bir anda bağımsız oldular. Bu devletlerin 6 tanesinin halkı Müslüman’dı ve 5 tanesinin Türk’tü Hem bu 6 devlet hemde Gürcistan Türkiye’yi kardeş olarak görüyordu. Beklenmedik bağımsızlığın getirdiği ekonomik ve sosyal sorunlarda kurtulmada Türkiye’nin desteğine ihtiyacı vardı.Hazırlıksız yakalanan Türkiye ilk dönemlerde (1991-1996) elindeki imkanlar ölçüsünde bu coğrafyayı destekledi. Uzun vadeli hedef ve stratejiden yoksun olan destekler 1996 yılında sonra Türkiye’nin AB üyelik sürecinin hızlanması ve yaşanan ekonomik krizler nedeniyle giderek cılızlaştı ve Türkiye bu coğrafyadaki ağırlığını yitirdi.Oysaki bu topraklar Orta Doğudan sonra dünyanın en ciddi petrol ve doğalgaz ve maden rezervlerine sahip bölgesiydi ve tüm dünyanın gözü buradaydı. ABD, Rusya, Çin ve AB bu bölgeyle ilgili hedeflerini belirlemiş ve stratejilerini uygulamaya başlamıştı.
Cumhuriyet tarihi boyunca dile getirilen ve fakat bir türlü gerçekleştirilemeyen Türk birliğinin nasıl gerçekleşeceği ve neden gerçekleşmesi gerektiğine dair inanılmaz bilgiler içeren bir kitap… Bir solukta okunacak bir kitap…
Sovyet bloğunun yıkılmasıyla; oluşan yeni Türki devletler, ırk ve inanç paralelinde ister istemez gözlerini Türkiye’ye çevirdiler. Fakat gerekli cevabı alıp almadıkları tartışmalıdır. Oysa petrol ve doğalgaz zengini bu ülkelere gereği gibi yön verilebilinseydi, ekonomik ve sosyal manzara daha da farklı olabilirdi. Ama kim bilir, belki de henüz çok geç değildir.!?
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Cumhuriyet tarihi boyunca dile getirilen ve fakat bir türlü gerçekleştirilemeyen Türk birliğinin nasıl gerçekleşeceği ve neden gerçekleşmesi gerektiğine dair inanılmaz bilgiler içeren bir kitap… Bir solukta okunacak bir kitap…
Sovyet bloğunun yıkılmasıyla; oluşan yeni Türki devletler, ırk ve inanç paralelinde ister istemez gözlerini Türkiye’ye çevirdiler. Fakat gerekli cevabı alıp almadıkları tartışmalıdır. Oysa petrol ve doğalgaz zengini bu ülkelere gereği gibi yön verilebilinseydi, ekonomik ve sosyal manzara daha da farklı olabilirdi. Ama kim bilir, belki de henüz çok geç değildir.!?