Bu kitapta, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı Türkiye'sinde, son çeyreğinde Pehlevi İran'ında yaşanan devrimlerin siyasi, ekonomik, sosyal ve toplumsal dinamikleri “çağdaşlaşma” pratiği bağlamında incelenmektedir. Her iki ülke ve toplumdaki gelenek-çağdaşlaşma-devrim ilişkisi, çalışmanın temel eksenini oluşturmaktadır.Kitaptaki bazı konu başlıkları şunlardır:• 19. yüzyıl öncesinde Osmanlılar ve Safeviler'de din ve devlet• Osmanlı çağdaşlaşma reformları ve 1908 Meşrutiyet Devrimi• Cumhuriyet Devrimi'nin “kuruluş” ve “kurtuluş” diyalektiği• Kaçar İran'ında yaşanan siyasal-toplumsal dönüşümler• Pehlevi İran'ında yeniden şekillenen güç ve iktidar• Ak Devrim'den İslam Devrimi'ne uzanan çatışmacı süreç
İki ülkenin çağdaşlaşma süreçlerinde tecrübe ettiği benzerlik ve farklılıkları inceleyen bu kitap, İran Devrimi’ni anlama konusunda oldukça yararlı bir kaynak.
20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti ile İran’ın kaderleri aynı olmuştur. Her iki devlette geçmişte gelen yapılarındaki bozulmalar neticesinde bir değişim evresine girmişlerdir. Osmanlı 1876 da ilk meşrutiyet ile tanışırken , İran da 1906 yılında meşrutiyet kavramını kabul etmiştir. Devlet yapılarındaki bu değişime nelerin sebep verdiğini anlamamız için ilk önce her iki devletin geçmiş geleneklerini inceleyip daha sonra değişimle birlikte gelen yapılar ile karşılaştırmaya gitmemizle mümkün olur. Ayrıca çağdaşlaşmanın bu devletler için ne anlama geldiğini görebilmek için kitabı önermekteyim.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Karşılaştırma yapmak için iki devletin geçirdiği süreçleri fena bir eser değil.
İki ülkenin çağdaşlaşma süreçlerinde tecrübe ettiği benzerlik ve farklılıkları inceleyen bu kitap, İran Devrimi’ni anlama konusunda oldukça yararlı bir kaynak.
İran’ın yakın tarihi üzerine yazılan en güzel kitaplardan birisi diyebilirim. Merak edenler okumalı.
20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti ile İran’ın kaderleri aynı olmuştur. Her iki devlette geçmişte gelen yapılarındaki bozulmalar neticesinde bir değişim evresine girmişlerdir. Osmanlı 1876 da ilk meşrutiyet ile tanışırken , İran da 1906 yılında meşrutiyet kavramını kabul etmiştir. Devlet yapılarındaki bu değişime nelerin sebep verdiğini anlamamız için ilk önce her iki devletin geçmiş geleneklerini inceleyip daha sonra değişimle birlikte gelen yapılar ile karşılaştırmaya gitmemizle mümkün olur. Ayrıca çağdaşlaşmanın bu devletler için ne anlama geldiğini görebilmek için kitabı önermekteyim.