... Taorminada felsefe metinleri dolayımında, anlatının anlatısı anlatılıyor; Fehmi K.'nın Acayip Serüvenlerinde anlatı yazma ediminin bir parodisi yapılıyor. Taorminadaki felsefe metinlerinin yerini, Fehmi K'nın Acayip Serüvenlerinde psikanaliz metinleri alıyor. Şöyle de denebilir: Taorminada dalga geçiliyor! Kuyu, anlatının olanaksızlığı üzerine kurulmuş bir metin sayılabilir. Bilinçdışı, dil ve kültürde deyiş yerindeyse, bir arkeolojik kazı! Bir tür zihin kazısına girişiliyor! Kazı'nın sonunda ortaya çıkacak olan'ın, sadece bir kuyu, dipsiz bir kuyu olduğunu bile bile... Birbirini bütünleyerek bir üçleme (triloji) oluşturan bu metinlerin ortak bir özellikleri var: Anlatıcı okurla, çevirmenle, eleştirmenle ve editörle birlikte dolaşıyor bu anlatıların içinde. Bir bakıma, anlatıcısı, çevirmeni, eleştirmeni, editörü ve okuruyla, kendi başlarına var olan metinler.
“Bir uyku makinesi icat eden düşler Marco Polo’su ve uykunun Kristof Kolomb’u Dr. Cavalcanti, “uyutucuma reklam koymak istiyorlar” diyerek haykırarak reklamlı düşlere karşı isyan eder ve bir meslektaşına günün birinde tabutlara bile reklam konulacağından kuşkulandığını söyler.” Kapitalizme karşı bir duruş sergileyen, bunun için “uyku makinesi” icat edip uykuyu ve düşlerini kurtarmaya çalışan Dr. Cavalcanti’nin uyku makinesine reklam koymaya çalışan bir sistem ve bu sisteme karşı koyuşun romanlaştırılmış hali “Uyku İmparatorluğu”. “Henri-Frederic Blanc’ın “Uyku İmparatorluğu” adlı romanının kahramanı Dr.Cavalcanti, üretim ve tüketim çılgınlığına karşı, doğanın, beyinlerin ve ruhların kirlenmesine karşı bir panzehir olarak uyku ve düşleri savunuyor. İnsanın ruhlarını, uykularını ve düşlerini kurtarmak için uyku makinesi icat eden Dr. Cavalcanti, aslında çağdaş bir Donkişot olarak uykunun hafifliğinde gerçek benliğimize dönmemiz için bize yol gösteriyor.”
Taormina ile başlayan, Fehmi K.’nın Acayip Serüvenleri ile devam eden ve Kuyu’da son bulan akışkan ve yapışkan (takdir anlamında söylüyorum bunu) bir anlatım. Kuyu’da “Ey okur, ey sabırsız okur” gibi hitaplar anlatımı epey akıcı kılıyor. Anlatıcının olaya sürekli müdahale etmesi, Tanzimat romanını anımsatmakla beraber, okurun sıkılmasına, anlatının tekdüzeleşmesine engel oluyor. Bir de Fehmi K.’nın, Mehlika Sultan şiirini; “Fehmi K. oğlana âşık yedi vech” (vech: bayan hizmetçi, ayrıca bu dizenin Yahya Kemal’deki orijinal hâli “Mehlika Sultan’a âşık yedi genç”tir) olarak tehzil etmesi gülerken hayran olunmayacak bir şey değildi.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
“Bir uyku makinesi icat eden düşler Marco Polo’su ve uykunun Kristof Kolomb’u Dr. Cavalcanti, “uyutucuma reklam koymak istiyorlar” diyerek haykırarak reklamlı düşlere karşı isyan eder ve bir meslektaşına günün birinde tabutlara bile reklam konulacağından kuşkulandığını söyler.” Kapitalizme karşı bir duruş sergileyen, bunun için “uyku makinesi” icat edip uykuyu ve düşlerini kurtarmaya çalışan Dr. Cavalcanti’nin uyku makinesine reklam koymaya çalışan bir sistem ve bu sisteme karşı koyuşun romanlaştırılmış hali “Uyku İmparatorluğu”. “Henri-Frederic Blanc’ın “Uyku İmparatorluğu” adlı romanının kahramanı Dr.Cavalcanti, üretim ve tüketim çılgınlığına karşı, doğanın, beyinlerin ve ruhların kirlenmesine karşı bir panzehir olarak uyku ve düşleri savunuyor. İnsanın ruhlarını, uykularını ve düşlerini kurtarmak için uyku makinesi icat eden Dr. Cavalcanti, aslında çağdaş bir Donkişot olarak uykunun hafifliğinde gerçek benliğimize dönmemiz için bize yol gösteriyor.”
Taormina ile başlayan, Fehmi K.’nın Acayip Serüvenleri ile devam eden ve Kuyu’da son bulan akışkan ve yapışkan (takdir anlamında söylüyorum bunu) bir anlatım. Kuyu’da “Ey okur, ey sabırsız okur” gibi hitaplar anlatımı epey akıcı kılıyor. Anlatıcının olaya sürekli müdahale etmesi, Tanzimat romanını anımsatmakla beraber, okurun sıkılmasına, anlatının tekdüzeleşmesine engel oluyor. Bir de Fehmi K.’nın, Mehlika Sultan şiirini; “Fehmi K. oğlana âşık yedi vech” (vech: bayan hizmetçi, ayrıca bu dizenin Yahya Kemal’deki orijinal hâli “Mehlika Sultan’a âşık yedi genç”tir) olarak tehzil etmesi gülerken hayran olunmayacak bir şey değildi.