Bu kitap, umre ziyaretinde bulunmuş bir edebiyatçının izlenimlerini ve hatıralarını içermektedir. İşte o pencereden yansıyan birkaç kısa değerlendirme: Uhud beni perişan etti. Dizlerimde derman kesildi âdeta... Ayakta duracak gücüm kalmadı. Onların hâli bana, kabirde yatıyor gibi değil de siperde saklanıyor gibi geldi. Okçular Tepesi’nin mahzun, mahcup, mükedder ama onurlu hâlini izledim uzun süre... Bakıştık epeyce (…) Kâbe’yi, doyumsuz bir dilber gibi, günlerce seyrettim; seyretmeye doyamadan ayrılmak zorunda kaldım. Yarısı Allah Resulü’nün mescidinde kalmış olan yüreğimin yarısını da Kâbe’de bıraktım. Hac ve umrede ziyaret edilen yerler, cennete ait birtakım parçaların dünyada “temessül” etmesi gibi geldi bana... Orada tattığım zevk ve lezzetlerin de, ötelerden birer yansıma olduğunu anladım (…) Medine’de, duruluğa ermiş bir imanın varlığı her adımda hissediliyor. İmanın meydana getirdiği yumuşaklık, mülayemet ve huzur; Medine’nin taşına toprağına kadar sinmiş (…) Uhud dağı büyük değil ama azametli... Yüksek değil ama vakur... Uhud Dağı; Allah Resulü ve ashabıyla beraber, kâfirlere karşı âdeta savaşmıştır. Geçit vermemiştir inançsızlara ve inançsızlığa... Uhud, imanın sembolüdür. Müslümanların sesi, Uhud’a yaslandıktan sonra daha gür çıkmıştır (…) Mağaradaki seccadenin üstünde durdum. Tekbir alışımla birlikte dünyayı sanki arkaya attım... İlk rekâttayım ve kıyam hâlindeyim... Yanımda bir kıpırdanma hissettim; huylandım... Gözlerimi hafifçe açtım, baktım bir maymun (…) Bu kutsal yolculukla ilgili usta bir kalemin izlenimlerini okurken bazen gözyaşlarınızı tutamayacak bazen de yaşanan maceraları anlatan ifadelerin rahatlığı ve kıvraklığı karşısında tebessüm edeceksiniz.
Bu kitabı mukaddes beldelerden tatlı esintiler getirir zannına almıştım. Evet tatlı esintiler vardı ama maalesef yazar basit önyargılardan kurtulamamış ve fırsatını buldukça Suudilere çatmış. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin beldesinde, milliyetçilik yapmakta beis görmemiş. Bu durum bir Müslüman olarak beni rahatsız etti. Kısaca kitabı beğenmedim ve tavsiye etmem. Orada bir ömür geçiren Ali Ulvi Kurucu’nun ya da Ayşe Humeyra Okten’nin hatıralarını okumasını öneririm sayın yazara. En küçük bir eleştiri bulabilecek mı Araplar’a dair. Beytullah’ın ya da Rasulullah’in komşuları bu eleştirileri haketmiyor. Ve de onlar böyle eleştirilerden kaybedecek değiller asıl onlara haksız ithamlarda bulunanlara yazık. Allah iz’an nasip etsin.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bu kitabı mukaddes beldelerden tatlı esintiler getirir zannına almıştım. Evet tatlı esintiler vardı ama maalesef yazar basit önyargılardan kurtulamamış ve fırsatını buldukça Suudilere çatmış. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin beldesinde, milliyetçilik yapmakta beis görmemiş. Bu durum bir Müslüman olarak beni rahatsız etti. Kısaca kitabı beğenmedim ve tavsiye etmem. Orada bir ömür geçiren Ali Ulvi Kurucu’nun ya da Ayşe Humeyra Okten’nin hatıralarını okumasını öneririm sayın yazara. En küçük bir eleştiri bulabilecek mı Araplar’a dair. Beytullah’ın ya da Rasulullah’in komşuları bu eleştirileri haketmiyor. Ve de onlar böyle eleştirilerden kaybedecek değiller asıl onlara haksız ithamlarda bulunanlara yazık. Allah iz’an nasip etsin.