Dünya nedir? David Markson, Wittgenstein’ın bu sorusuna, elli dört kez reddedilen fakat sonra bir “kült”e dönüşen romanı Wittgenstein’ın Metresi’nde kurduğu “yeni bir dünya” ile cevap veriyor.Anlatıcı dışında bir insan yoktur bu dünyada. Fakat ikinci bir insanın olmaması, orada hiç kimsenin olmadığı anlamına gelmez: Filozoflar, yazarlar, ressamlar, müzisyenlerden oluşan kalabalık bir nüfusa sahiptir. Onların yapıtları, yaşamları ve dedikodularıyla tıka basa doludur. Sanatla dolu bir bilinçten süzülen ve “dünyadan arındırılmış bir dünya”dır burası.“Wittgenstein’ın Metresi’nde, Markson’ın tüm romanlarındaki dramatik etkinliklerden az sayıda bulunur: (En basit düzeyde) yeryüzündeki son kişiymiş gibi görünen Kate adındaki kadının ipe sapa gelmez düşüncelere dalması. Buna rağmen roman çok sayıda entelektüel etkinlik içerir: (Yine aynı düzeyde) edebiyattaki en derin epistemolojik araştırmalardan biridir ve Wittgenstein’ın ‘Felsefe, aklımızın dil aracılığıyla büyülenmesine karşı yapılan bir savaştır,’ şeklindeki önermesine dair bildiğim en iyi kurgusal açıklamadır.”Steven Moore, Son Söz“Deneysel kurgunun bu ülkedeki zirve noktası…”David Foster Wallace“Bunu okuyan kişi, dünyayı eskisi gibi göremez artık.”Ann Beattie
Romanda deli bir kadının hayal dünyasında dolaşırken en dikkat çeken şeyin romanın çok fazla entelektüel etkinlik içermesidir.
Biraz sıkıcı hatta çok fazla sıkıcı gelebilir, ama ilk 100 sayfadan sonra sevmeye başlayacaksınız.
Kitabın ilk 100 sayfası bu kitabı niye okuyorum, neden kült olmuş diyebilirsiniz. Sabrınız yeterse devamında hayatın anlamını vermiyor belki ama sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu arada bir delinin oradan buraya hayalinde seyahat ederken verdiği sanat tarihi bilgilerini de internetten araştırmak isteyeceksiniz.
Felsefeyi seven ve kitapsever olan birinin okuması gereken bir kitap.Kitap öyle enteresan yerlerde öyle enteresan ifadeler kullanıyor ki insan elinden bırakamıyor ve bazı sayfalarda kendinizi de sorguluyorsunuz.Şunu söylemekte fayda var; İlk başta biraz sıkıcı gelebilir ama ilk 100-150 sayfadan sonra kelimeler ve düşünceler birbiri ardına dökülüyor ve sizde de bir merak duygusu, öğrenme duygusu-isteği uyanmaya başlıyor.İyi okumalar :=)))
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Sevdiğim kitaplardan biri haline geldi. Tavsiye ederim
Felsefeyi seven, hayatı kendini sorgulamaktan kaçınmayanların kitabı.
Romanda deli bir kadının hayal dünyasında dolaşırken en dikkat çeken şeyin romanın çok fazla entelektüel etkinlik içermesidir.
Biraz sıkıcı hatta çok fazla sıkıcı gelebilir, ama ilk 100 sayfadan sonra sevmeye başlayacaksınız.
Kitabın ilk 100 sayfası bu kitabı niye okuyorum, neden kült olmuş diyebilirsiniz. Sabrınız yeterse devamında hayatın anlamını vermiyor belki ama sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu arada bir delinin oradan buraya hayalinde seyahat ederken verdiği sanat tarihi bilgilerini de internetten araştırmak isteyeceksiniz.
Felsefeyi seven ve kitapsever olan birinin okuması gereken bir kitap.Kitap öyle enteresan yerlerde öyle enteresan ifadeler kullanıyor ki insan elinden bırakamıyor ve bazı sayfalarda kendinizi de sorguluyorsunuz.Şunu söylemekte fayda var; İlk başta biraz sıkıcı gelebilir ama ilk 100-150 sayfadan sonra kelimeler ve düşünceler birbiri ardına dökülüyor ve sizde de bir merak duygusu, öğrenme duygusu-isteği uyanmaya başlıyor.İyi okumalar :=)))